Ceren Atmaca
Ceren Atmaca, babasını kaybettikten kısa süre sonra yumurtalık kanserine yakalandığını öğrendiğinde yılmadı. Varsın, üçüncü evreye kadar vardırsındı işi kanser; direnecekti... Çeşitli ameliyat ve tedavilerin ardından kazandı savaşı sonunda. 2021 yılında, ilk kitabı “Sen Yoksun Ben Varım” çıktı. Lösemili bir çocuğun hikayesini anlattığı “Yaşasın Yaşamak” da bir ay önce raflardaki yerini aldı. Tuhaf tesadüftür ki, İzmir’de bir kitabevinde okurlarıyla içiçe olduğu, onlara kitaplarını imzaladığı gün “yumurtalık kanseri” olduğunu öğrenişinin üçüncü yıldönümüydü. "Yaşasın Yaşamak" kitabından elde edilen gelirin bir kısmının Türk Kanser Derneği’ne bağışlayacak Ceren Atmaca…
“Hastalık 3. evrede” dediler
“Evet, kanserle savaşımın üçüncü yıldönümünde imza günü düzenliyordum. Durum, rutin bir kontrol sırasında ortaya çıkana kadar hastalıkla ilgili hiçbir belirti hissetmemiştim. Yapılan tetkiklerde 3. evreye geldiğimi öğrendim. Teşhisten üç ay önce babamı kaybetmiştim. Bu zorlu dönemde ailem ve dostlarım bana destek oldu. Bu süreç içerisinde kitaplara yöneldim. İnanılmaz ağrı ve acılar yaşarken kitaplara sığındım. Mesleğimin temelleri bu dönemde atıldı. Hastalığım pandemi sürecine denk gelmişti. Bir üniversitenin online editörlük kursuna yazıldım ve sertifikamı alarak bazı yayınevleri için çalışmaya başladım.”
Çocuklara lösemiyi anlattı
Editörlük serüveninin başlamasının ardından ilk kitabını yazdı. Şu an bir yayınevinin genel yayın yönetmeni… Şöyle anlatıyor o günleri: “İlk kitabımın satırlarında nasıl benim gözyaşlarım varsa, kedimin de pati izleri vardır; birlikte yazdık onu. Kitabım, iki ayda 2. baskıya geçti. Çünkü maalesef hemen hemen her aileden bir kişi artık kanser hastası. Kitabı yazmamdaki tek amacım kanser hastalarına destek olmaktı. Onlara ‘yalnız değilsiniz’ mesajını vermekti. Bu hastalığı çocuklara da öğretmek amacıyla ‘Yaşasın Yaşamak’ kitabımı kaleme aldım. Çünkü çocukların okullarında, sınıflarında, oturduğu apartmanlarında kanser hastası kişiler var. Kitabımda, bu hastalığın bulaşıcı olmadığını, lösemi olan kişilerin kan ve ilik bağışı ile iyileşebileceğini, bu esnada saç dökülmesinin ve maske takmanın normal olduğunu çocukların da öğrenmesini istedim. Lösemiye yakalanan Deniz isimli bir kız çocuğunun hikayesinin anlattığım kitabımda löseminin nasıl bir hastalık olduğunu, çocukların arkadaşlarına nasıl davranmaları gerektiğini onlara uygun bir dille anlattım. Psikologlar eşliğinde yazılan bu kitabın gelirinin bir kısmı Türk Kanser Derneğine bağışlanacak.”
“Beni, ben yapanlara teşekkürler”
Kanser hastalarına “umutsuzluğa kapılmayın” mesajını veren Atmaca, “Umut her zaman var. Tabii ki bu dünyadan göçüp gideceğiz ama bedenimize iyi bakarak, tedavimizi olarak… ‘Ben bu işi çözeceğim’ diyerek kanseri yenebiliriz. Üç sene önce böyle düşünmüyordum. Umutsuz kaldığım çok zaman oldu. Bu süre içerisinde psikolojik destek de aldım ama bugünkü beni ben yapan herkese, her şeye teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ceren Hanım, 35 yaşında bugün ve sağlık kontrollerine sıkı sıkıya bağlı bir hayatı var.
Kuralına göre oynuyor oyunu, fazla şikayet etmeden…