Mahkemeler AİHM ve AYM kararlarına uymalıdır

Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi olarak 1954 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalayıp 1987'de bireysel başvuru hakkını kabul etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin zorunlu yargı yetkisini ise 1990’da kabul etmiştir. Bu bağlamda Sözleşme’nin 46 ıncı maddesinde de belirtildiği üzere “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme’nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymayı taahhüt ederler”. Ancak, mahkemelerin AİHM kararlarına uymama eğilimi, ülkemizin demokratik ilkelerden ve hukukun üstünlüğünden saparak kendi vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini ihlal ettiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Adalet Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren İnsan Hakları Daire Başkanlığı'nın AİHM kararlarının takibinden sorumlu olduğu bilinmektedir. Ancak, uygulamada bu sorumluluğun etkin bir şekilde yerine getirilmediği görülmektedir. Türkiye, AİHM kararlarının icrasını ihmal etmekte ve bu kararların gerektirdiği düzeltici önlemleri almamaktadır. Benzer şekilde, AYM'nin kararlarına da uyulmamaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin ülke içindeki yargısal kararlarına uymak, Türkiye'nin anayasal düzene ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığının bir göstergesi olmalıdır.

Bu bağlamda, Türkiye'nin AİHM ve AYM kararlarına uyması ve uluslararası hukukun temel prensiplerine saygı göstermesi gerekmektedir. Bu, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olarak itibarını yeniden tesis etmesi ve vatandaşlarının haklarını koruması için hayati öneme sahiptir.

İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak Türkiye'nin bu temel değerlere olan bağlılığını tekrar kazanması için gereken adımların hızla atılmasını ve mahkemelerin AİHM ve AYM kararlarına uyması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.