Gençlerde uyuşturucu kullanımı patladı, tedaviye erişim zor

HABER 25.06.2025 - 12:34, Güncelleme: 25.06.2025 - 21:15
 

Gençlerde uyuşturucu kullanımı patladı, tedaviye erişim zor

Uyuşturucu kullanımı Türkiye’de özellikle gençlerde ürkütücü boyutlara ulaştı. Uzmanlar sentetik maddelerdeki artışa, tedaviye erişimdeki engellere ve travmaya dayalı bağımlılık dinamiklerine dikkat çekiyor.

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Kültegin Ögel, 2017’de zirveye çıkan uyuşturucuya bağlı ölümlerin sonraki yıllarda düşüş yaşasa da hâlâ yüksek seyrettiğini söyledi. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin 2024 raporuna göre Türkiye’de genç yaş grubunda ölüm oranları Avrupa ortalamasının üstünde. Prof. Dr. Ögel, “Türkiye’de yeterli saha verisi yok ama atık su analizleri Avrupa şehirleriyle karşılaştırıldığında oldukça yüksek oranlara işaret ediyor. Bu durum daha çok önleme, tedavi ve erken müdahale gerektiriyor” dedi. TEDAVİDEN KAÇIŞ: GÜVENSİZLİK VE DAMGALANMA KORKUSU Prof. Dr. Ögel, birçok bağımlının tedaviye başvurmaktan çekindiğini vurguladı. “Tedavi kayıtlarının gizli kalmayacağına dair korkular, ileride karşılaşılabilecek yasal ve sosyal engeller, başvuruyu zorlaştırıyor. Bu yüzden sistemin daha güvenli, kapsayıcı ve şeffaf olması gerekir” ifadelerini kullandı. YENİ NESİL TEHLİKE: SENTETİKLER GERİ DÖNÜYOR Uyuşturucu kullanımındaki eğilimlerin de hızla değiştiğini belirten Ögel, “Sentetik kannabinoidler ve gabapentinoidler yeniden sahneye çıktı. Kurumların bu dalgaya hazırlıklı olması şart. Aksi takdirde ölüm oranları tekrar yükselebilir” uyarısında bulundu. TRAVMAYLA BESLENEN SESSİZ YIKIM Moodist Hastanesi’nden Psikolog Mert Kaya ise bağımlılığı bir “beyin hastalığı” olarak tanımladı. “Bağımlılık, çoğu zaman bastırılmış travmalar, sosyal yalnızlık ve kimlik bunalımlarının sonucudur. Ergenlerde bu durum daha kırılgan yaşanıyor. Madde kullanımı sadece bir sonuç; o sonuca götüren yolu iyi anlamamız gerek” dedi. ERKEN MÜDAHALE VE DUYGUSAL DESTEK ŞART Klinik bulgulara göre, madde kullanımının arkasında genellikle riskli çevre, aile içi problemler ve ruhsal hastalıklar bulunuyor. Kaya, “Sadece maddeyi bırakmak yetmez. Bireyin duygusal dengesi, sosyal desteği ve hayatla kurduğu bağ da onarılmalı” diyerek sürdürülebilir psikososyal destek modellerinin altını çizdi. 26 HAZİRAN MESAJI: BU MÜCADELE HERKESİN Prof. Dr. Kültegin Ögel, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü vesilesiyle yaptığı çağrıda şu ifadeleri kullandı: “Uyuşturucuya karşı mücadelede farkındalık, bilimsel yaklaşım ve toplumsal dayanışma en güçlü silahlarımızdır. Unutmayalım, bağımlılık bir sonuçtur. Bu sonuca giden yolu değiştirmek hepimizin sorumluluğudur.”
Uyuşturucu kullanımı Türkiye’de özellikle gençlerde ürkütücü boyutlara ulaştı. Uzmanlar sentetik maddelerdeki artışa, tedaviye erişimdeki engellere ve travmaya dayalı bağımlılık dinamiklerine dikkat çekiyor.

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Kültegin Ögel, 2017’de zirveye çıkan uyuşturucuya bağlı ölümlerin sonraki yıllarda düşüş yaşasa da hâlâ yüksek seyrettiğini söyledi. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin 2024 raporuna göre Türkiye’de genç yaş grubunda ölüm oranları Avrupa ortalamasının üstünde.

Prof. Dr. Ögel, “Türkiye’de yeterli saha verisi yok ama atık su analizleri Avrupa şehirleriyle karşılaştırıldığında oldukça yüksek oranlara işaret ediyor. Bu durum daha çok önleme, tedavi ve erken müdahale gerektiriyor” dedi.

TEDAVİDEN KAÇIŞ: GÜVENSİZLİK VE DAMGALANMA KORKUSU

Prof. Dr. Ögel, birçok bağımlının tedaviye başvurmaktan çekindiğini vurguladı. “Tedavi kayıtlarının gizli kalmayacağına dair korkular, ileride karşılaşılabilecek yasal ve sosyal engeller, başvuruyu zorlaştırıyor. Bu yüzden sistemin daha güvenli, kapsayıcı ve şeffaf olması gerekir” ifadelerini kullandı.

YENİ NESİL TEHLİKE: SENTETİKLER GERİ DÖNÜYOR

Uyuşturucu kullanımındaki eğilimlerin de hızla değiştiğini belirten Ögel, “Sentetik kannabinoidler ve gabapentinoidler yeniden sahneye çıktı. Kurumların bu dalgaya hazırlıklı olması şart. Aksi takdirde ölüm oranları tekrar yükselebilir” uyarısında bulundu.

TRAVMAYLA BESLENEN SESSİZ YIKIM

Moodist Hastanesi’nden Psikolog Mert Kaya ise bağımlılığı bir “beyin hastalığı” olarak tanımladı. “Bağımlılık, çoğu zaman bastırılmış travmalar, sosyal yalnızlık ve kimlik bunalımlarının sonucudur. Ergenlerde bu durum daha kırılgan yaşanıyor. Madde kullanımı sadece bir sonuç; o sonuca götüren yolu iyi anlamamız gerek” dedi.

ERKEN MÜDAHALE VE DUYGUSAL DESTEK ŞART

Klinik bulgulara göre, madde kullanımının arkasında genellikle riskli çevre, aile içi problemler ve ruhsal hastalıklar bulunuyor. Kaya, “Sadece maddeyi bırakmak yetmez. Bireyin duygusal dengesi, sosyal desteği ve hayatla kurduğu bağ da onarılmalı” diyerek sürdürülebilir psikososyal destek modellerinin altını çizdi.

26 HAZİRAN MESAJI: BU MÜCADELE HERKESİN

Prof. Dr. Kültegin Ögel, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü vesilesiyle yaptığı çağrıda şu ifadeleri kullandı: “Uyuşturucuya karşı mücadelede farkındalık, bilimsel yaklaşım ve toplumsal dayanışma en güçlü silahlarımızdır. Unutmayalım, bağımlılık bir sonuçtur. Bu sonuca giden yolu değiştirmek hepimizin sorumluluğudur.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.