Atatürk’ün partisinden geriye kalan: Skandallar ve bahaneler

Cumhuriyet Halk Partisi, kurulduğu günden bu yana Türkiye siyasetinin en köklü, en bilinen ve en tartışılan partisi oldu. Çok partili hayata geçişten darbeler dönemine, koalisyonlardan yerel seçimlere kadar her sahada varlığını koruyan CHP, bugün geldiği noktada tarihçiler tarafından “kurucu değerlerinden uzaklaşma” ve “siyasi misyon kaybı” ile eleştiriliyor. Bir zamanlar “milli mücadele ruhunun taşıyıcısı” olarak görülen parti, bugünlerde ise iç çekişmeleri, başarısız yerel yönetim örnekleri, skandallar ve iddialar ile gündeme geliyor. BELEDİYE BAŞKANLARINI TUTAMAYAN PARTİ Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçeceği açıklamaları, CHP yönetiminin elini ayağını karıştırdı. Kendi belediye başkanını tutamayan, seçimlerde kendisi için oy toplayan isimleri birer birer kaybeden CHP, bu tablo karşısında çözüm üretmek yerine suçu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüklemeyi tercih etti. “Tehdit ettiler, zorladılar” söylemleriyle kamuoyuna çıkan yöneticiler, partinin kendi içindeki zaafları görmezden geliyor. Eleştirmenler ise “Parti yönetemeyen, ülke nasıl yönetecek?” sorusunu daha yüksek sesle sormaya başladı. YOLSUZLUK VE SKANDALLAR GÖLGESİNDE Parti içinde ve belediyelerinde ortaya çıkan yolsuzluk dosyaları ise cabası. Son yıllarda çeşitli illerde açılan soruşturmalar, belediye ihalelerinden usulsüz harcamalara kadar geniş bir yelpazede iddiaları gündeme taşıdı. Partinin bu iddialara karşı sessiz veya geçiştirici tavrı, tabandaki güveni zedeledi. “Temiz siyaset” sloganıyla meydanlara çıkan CHP, artık kendi vitrininin bile tozunu alamaz hale geldi. İRONİK FİNAL: TARİHİN ÇÖPLÜĞÜ MÜ, YOKSA YENİ BİR MASA MI? Siyasi yorumculara göre CHP, bu gidişle “Türk siyasi tarihinin çöplüğünde” yerini almaya aday. Parti içi yenilenme hamleleri, masa başında yazılan strateji planları, sosyal medya kampanyaları ve sert açıklamalar, sahadaki erimeyi durdurmaya yetmiyor. Bir zamanlar “Cumhuriyet’in bekçisi” olarak anılan parti, bugün kendi kalesinde gol üstüne gol yiyen bir takıma benzetiliyor. Taraftar tribünde azalıyor, kalanlar ise ya sessizce çıkışa yöneliyor ya da rakip sahada tezahürata başlıyor. BUNDAN SONRASI YA KÜLLERİNDEN DOĞMA, YA DA ÇÖPLÜĞE VEDA CHP’nin önünde iki yol var: Ya köklü bir öz eleştiri ve radikal bir dönüşümle yeniden ayağa kalkacak, ya da Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını, başarısız yönetimler ve tutarsız siyasetle gölgede bırakarak siyasi tarihin kara sayfalarına gömülecek.