Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de soykırım, Suriye’de sessiz katliam yaşandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı kapsamlı konuşmada, Suriye ve Gazze’de yaşanan insani trajedilerin modern tarihin en ağır dramları arasında yer aldığını vurguladı. Erdoğan, uluslararası toplumun büyük bölümünün bu acılara sessiz kaldığını ifade etti. SURİYE: 13,5 YILLIK ACI TABLO Suriye’de 13,5 yıldır devam eden savaşta 600 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini belirten Erdoğan, yüz binlerce kişinin işkence gördüğünü, milyonlarca insanın ise ülkesini terk etmek zorunda kaldığını söyledi. Sınır hatlarında yaşanan insanlık dışı görüntülerin ve Avrupa’da kaybolan Suriyeli çocukların unutulmadığını dile getirdi. GAZZE: ENKAZ ALTINDA BİR HALK Gazze’de İsrail saldırıları sonucu 70 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirdiğini, 170 binden fazla kişinin yaralandığını aktaran Erdoğan, enkazlar altında kalan binlerce kişinin akıbetinin hâlâ bilinmediğine dikkat çekti. On binlerce çocuğun ailesini, evini ve okulunu kaybettiğini vurguladı. ATEŞKES VE YARDIM VURGUSU Cumhurbaşkanı Erdoğan, ateşkesin büyük ölçüde korunduğunu ifade ederek Türkiye’nin Gazze’ye ulaştırdığı insani yardım miktarının 103 bin tonu aştığını söyledi. Erdoğan, önceliğin ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve insani yardımların Gazze’ye engelsiz ulaşması olduğunu belirtti. GAZZE’NİN YENİDEN İNŞASI Konuşmasında Gazze’nin yeniden inşasına bir an önce başlanması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin bu süreçte diplomatik ve insani girişimlerini sürdüreceğini kaydetti. SURİYE’DE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ MESAJI Suriye’ye yönelik İsrail saldırılarına da değinen Erdoğan, bu eylemlerin ülkenin kalıcı güvenliği ve istikrarının önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyledi. DEAŞ’la sahada mücadele eden tek NATO müttefiki olduklarını hatırlatan Erdoğan, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve milli birliğinin korunmasının hayati önemde olduğunu ifade etti. NEDEN ÖNEMLİ? Erdoğan’ın mesajları, Türkiye’nin dış politikada insani diplomasi ve ateşkes odaklı yaklaşımını bir kez daha ortaya koyarken, Gazze ve Suriye konusunda uluslararası kamuoyuna yönelik güçlü bir vicdan çağrısı niteliği taşıyor.