Prof. Dr. Hasan Elik: Din, insanın kalbine yazılıdır!
Prof. Dr. Hasan Elik: Din, insanın kalbine yazılıdır!
İnsan fıtratı ve Türkiye'de teoloji tarihi üzerine önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hasan Elik, vahyin insanın içindeki doğal eğilimleri harekete geçiren bir yol haritası olduğunu vurguladı.
İnsan fıtratı ve Türkiye'de teoloji tarihi üzerine önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hasan Elik, vahyin insanın içindeki doğal eğilimleri harekete geçiren bir yol haritası olduğunu vurguladı.
Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hasan Elik, insan fıtratı, dinin özü ve teoloji tarihi üzerine yaptığı çarpıcı değerlendirmelerle dikkat çekiyor. Katıldığı konferanslarda hem kişisel deneyimlerinden hem de bilimsel birikiminden yola çıkarak insanın yaratılış gayesine ışık tutan Elik, dinin aslında her insanın içinde var olan bir yazılım gibi çalıştığını söyledi.
“DİN, KALBİMİZDE YAZILI BİR PROGRAMDIR”
Prof. Dr. Elik’e göre insan, dünyaya gelişinde zaten ahlak ve iyilik kodlarıyla donatılmıştır. Kur’an ise bu doğuştan gelen fıtratı söze döken, rehberlik eden ilahi bir vahiydir. “Dünyanın en geri toplumlarında bile insanlar temel değerleri bilir. Fıtrat, iyiye ve doğruya yönelmenin doğal halidir. Kur’an bu doğal bilgiyi daha yüce bir hale getirir,” dedi.
VAHİY VE FITRATIN BULUŞMASI
Vahiy, Elik’e göre öğüt vererek fıtratı işler ve güçlendirir. Sırat-ı Müstakim, yani dosdoğru yol; fıtratın, vahiy ile buluştuğu noktadır. Eğer insan bu içsel doğasını unutur, örterse işte o zaman din, peygamber ve vahiy devreye girer. “ Fıtrat kadar güzel olan bir şey varsa o da vahiydir,” diyen Elik, atalarımızın okuma yazma bilmeden sahip oldukları yüksek merhamet ve ahlaka da dikkat çekiyor.
“İNSANIN SORUNU BİLMEMEK DEĞİL, UNUTMAKTIR”
Prof. Dr. Elik, günümüzdeki en büyük problemlerden birinin insanların nasihat ve uyarıya kulak tıkaması olduğunu belirtiyor. İnsanların aslında doğruyu bildiğini ancak bu bilgiyi hayatına geçirmekte zorlandığını söyleyen Elik, “İnsan fıtrat okulundan mezundur. Kur’an bu eğitimi geliştirir ve insanı hizaya getirir” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’DE TEOLOJİ TARİHİNE BAKIŞ
Elik, Türkiye’de teoloji tarihinin bugünkü kadar yoğun ve birikimli olmadığına işaret ediyor. Ancak tüm bu zenginliğe rağmen iman ve ahlak arasında uçurumlar oluşabildiğini, bireysel kaprislerin ilim üzerinde baskı kurabildiğini vurguluyor. Bu durumun dine uygun bir tavırla aşılabileceğini belirten Elik, şu hadisi hatırlatıyor: “Kendiniz için istediğinizi başkası için istemedikçe mümin olamazsınız.”
GERÇEK İNSANLIĞA GİDEN YOL
Prof. Dr. Elik’e göre insan sadece bilerek değil, bu bilgiyi uygulayarak insanlaşır. Sırat-ı Müstakim’e ancak adalet, sevgi, yardımlaşma ve paylaşma gibi değerlerle ulaşılabilir. Kur’an’ın en temel amacı, insanı gerçek bir insan haline dönüştürmektir. “Hayatın telaşı içinde nefsini yenebilen, benliğini bir kenara koyup Allah’a ve yaratılmışlara öncelik verebilen kişi, hakiki bir insandır,” dedi.
KUR’AN’IN ASIL GÖREVİ: İNSANI DÖNÜŞTÜRMEK
Elik konuşmasını şöyle tamamlıyor: “Kur’an’ın vahiy sebebi, insana kendi fıtratını hatırlatmak ve onu gerçek bir insan haline dönüştürmektir. İşte bu, kutsal bir iştir.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.