Saadet örneği gündemde: Mahkeme kayyum atarsa ne olur?

HABER 26.06.2025 - 14:20, Güncelleme: 26.06.2025 - 14:20
 

Saadet örneği gündemde: Mahkeme kayyum atarsa ne olur?

CHP’de yeniden genel başkan olma hesapları yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kayyum riski” söyleminin perde arkasında aslında partinin yönetimini seçimlere kadar elinde tutma hedefi yatıyor. Mahkeme kararı olursa 40 gün içinde kurultay yapılabilecekken, Kılıçdaroğlu en az 2 yıl sürecek bir süreç dayatıyor.

 CHP’de kurultay krizine ilişkin yargı süreci sürerken, CHP'ye yakınlığıyla bilinen Halk Tv'de yayınlanan habere göre, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sık sık dile getirdiği “Kayyum atanırsa partiyi kurtaramayız” söylemi yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi. Görünürde partiyi korumayı amaçlayan bu söylemin, perde arkasında uzun vadeli bir koltuk planı olduğu iddia ediliyor. Sözcü gazetesine konuşan Kılıçdaroğlu, “Kayyuma sebep olsam, partililer bana ‘13 yıl yönettin, şimdi neden izin verdin’ der” diyerek bu söylemi adeta bir kalkan olarak kullandığını ortaya koydu. Ancak bu sözlerle esasen, yargının vereceği olası bir butlan kararı sonrası partinin başına geçip kurultayı 2 yıl boyunca erteleyerek, seçimlere partinin başında girmeyi amaçladığı yorumları yapılıyor. ÇAĞRI HEYETİ Mİ KAYYUM MU? 40 GÜN MÜ 2 YIL MI? CHP lideri Özgür Özel’in değerlendirmesi ise oldukça net: “Çağrı heyeti gelsin, demokratik bir yarış yapılsın. Eğer seçimi kaybedersem yine partinin neferi olarak çalışırım” diyen Özel, Kılıçdaroğlu’nun seçimsiz şekilde 2 yıl boyunca partiyi yönetme isteğine karşı çıkıyor. HalkMahkemenin, daha önce Saadet Partisi’nde olduğu gibi bir çağrı heyeti görevlendirmesi durumunda 40 gün içinde olağanüstü kurultay yapılması gerekiyor. Ancak Kılıçdaroğlu bu ihtimali ikinci planda bırakıyor, çünkü kendisine doğrudan görev verilmesi halinde kurultay sürecini baştan başlatabileceğini ve bunun da yaklaşık 2 yıl sürebileceğini belirtiyor. SİYASİ TARİHİN KAYYUM DERSLERİ: SAADET PARTİSİ ÖRNEĞİ 2010 yılında benzer bir tablo Saadet Partisi’nde yaşanmıştı. Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi, kongrede usulsüzlük yapıldığına hükmederek, partinin yönetimini görevden alıp bir çağrı heyeti atamıştı. Bu gelişme, Numan Kurtulmuş’un genel başkanlıktan ayrılması ve kısa bir süre sonra HAS Parti’yi kurmasıyla sonuçlanmıştı. Bu örnek, siyasi partilere atanan kayyum ya da çağrı heyetlerinin yalnızca teknik değil, aynı zamanda siyasi sonuçlar doğurabilecek süreçleri tetiklediğini gösteriyor. HUKUKİ ALTYAPI VE YETKİLER Türk Medeni Kanunu’nun 427. maddesi uyarınca, gerekli organlara sahip olmayan tüzel kişilere kayyum atanabiliyor. Ancak siyasi partilere bu bağlamda yapılan müdahaleler doğrudan yönetim yetkisini değil, kurultay sürecini yürütme görevini içeriyor. Bu yüzden “kayyum” kavramı yerine “çağrı heyeti” ifadesi tercih ediliyor. Atanan bu heyetlerin yetkileri yalnızca olağanüstü kurultaya çağrı yapmakla sınırlı. KILIÇDAROĞLU'NUN STRATEJİSİ: 40 GÜNLÜK SEÇİMİ 2 YILA YAYMAK Özetle, Kılıçdaroğlu’nun mahkeme kararıyla yeniden göreve dönmesi halinde, kurultay sürecini mahalle delegeliklerinden başlatarak 2 yıla yayması, bu sürede yapılacak genel seçimlerde CHP’nin başında kalması anlamına geliyor. Yani “kayyum tehlikesi” söylemi, aslında uzun süreli bir parti içi iktidar planının parçası olabilir.
CHP’de yeniden genel başkan olma hesapları yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kayyum riski” söyleminin perde arkasında aslında partinin yönetimini seçimlere kadar elinde tutma hedefi yatıyor. Mahkeme kararı olursa 40 gün içinde kurultay yapılabilecekken, Kılıçdaroğlu en az 2 yıl sürecek bir süreç dayatıyor.

 CHP’de kurultay krizine ilişkin yargı süreci sürerken, CHP'ye yakınlığıyla bilinen Halk Tv'de yayınlanan habere göre, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sık sık dile getirdiği Kayyum atanırsa partiyi kurtaramayız” söylemi yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi. Görünürde partiyi korumayı amaçlayan bu söylemin, perde arkasında uzun vadeli bir koltuk planı olduğu iddia ediliyor.

Sözcü gazetesine konuşan Kılıçdaroğlu, “Kayyuma sebep olsam, partililer bana ‘13 yıl yönettin, şimdi neden izin verdin’ der” diyerek bu söylemi adeta bir kalkan olarak kullandığını ortaya koydu. Ancak bu sözlerle esasen, yargının vereceği olası bir butlan kararı sonrası partinin başına geçip kurultayı 2 yıl boyunca erteleyerek, seçimlere partinin başında girmeyi amaçladığı yorumları yapılıyor.

ÇAĞRI HEYETİ Mİ KAYYUM MU? 40 GÜN MÜ 2 YIL MI?

CHP lideri Özgür Özel’in değerlendirmesi ise oldukça net: “Çağrı heyeti gelsin, demokratik bir yarış yapılsın. Eğer seçimi kaybedersem yine partinin neferi olarak çalışırım” diyen Özel, Kılıçdaroğlu’nun seçimsiz şekilde 2 yıl boyunca partiyi yönetme isteğine karşı çıkıyor.

HalkMahkemenin, daha önce Saadet Partisi’nde olduğu gibi bir çağrı heyeti görevlendirmesi durumunda 40 gün içinde olağanüstü kurultay yapılması gerekiyor. Ancak Kılıçdaroğlu bu ihtimali ikinci planda bırakıyor, çünkü kendisine doğrudan görev verilmesi halinde kurultay sürecini baştan başlatabileceğini ve bunun da yaklaşık 2 yıl sürebileceğini belirtiyor.

SİYASİ TARİHİN KAYYUM DERSLERİ: SAADET PARTİSİ ÖRNEĞİ

2010 yılında benzer bir tablo Saadet Partisi’nde yaşanmıştı. Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi, kongrede usulsüzlük yapıldığına hükmederek, partinin yönetimini görevden alıp bir çağrı heyeti atamıştı. Bu gelişme, Numan Kurtulmuş’un genel başkanlıktan ayrılması ve kısa bir süre sonra HAS Parti’yi kurmasıyla sonuçlanmıştı.

Bu örnek, siyasi partilere atanan kayyum ya da çağrı heyetlerinin yalnızca teknik değil, aynı zamanda siyasi sonuçlar doğurabilecek süreçleri tetiklediğini gösteriyor.

HUKUKİ ALTYAPI VE YETKİLER

Türk Medeni Kanunu’nun 427. maddesi uyarınca, gerekli organlara sahip olmayan tüzel kişilere kayyum atanabiliyor. Ancak siyasi partilere bu bağlamda yapılan müdahaleler doğrudan yönetim yetkisini değil, kurultay sürecini yürütme görevini içeriyor. Bu yüzden “kayyum” kavramı yerine “çağrı heyeti” ifadesi tercih ediliyor. Atanan bu heyetlerin yetkileri yalnızca olağanüstü kurultaya çağrı yapmakla sınırlı.

KILIÇDAROĞLU'NUN STRATEJİSİ: 40 GÜNLÜK SEÇİMİ 2 YILA YAYMAK

Özetle, Kılıçdaroğlu’nun mahkeme kararıyla yeniden göreve dönmesi halinde, kurultay sürecini mahalle delegeliklerinden başlatarak 2 yıla yayması, bu sürede yapılacak genel seçimlerde CHP’nin başında kalması anlamına geliyor. Yani kayyum tehlikesi” söylemi, aslında uzun süreli bir parti içi iktidar planının parçası olabilir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.