Aydın’da Su Gerçeği ve Siyasi Sorumluluk: Halkın Yükünü Hafifletmek Kimin Görevi?
Aydın’da su ücretleri ve atık su bedelleri yıllardır tartışılan ve vatandaşın gündeminin konularının başında geliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin uzun süredir su fiyatlarında kapsamlı bir indirim yapmaması, ekonomik koşulların ağırlaştığı bir dönemde faturalara yansıyan yükü daha da artırdı. Ancak bu tartışmanın bir diğer ve çoğu zaman geri planda bırakılan boyutu daha var: Türkiye’nin yaşadığı ekonomik pahalılık ve bunun Aydın’daki su maliyetlerine yansıması.
Gerçek şu ki, suyun pahalı olmasının nedeni sadece belediye yönetimi değil; elektrikten arıtma maliyetlerine, işçilikten altyapı malzemelerine kadar tüm kalemlerin AK Parti döneminde katlanarak artmasıdır.
Bu durum ortadayken, Aydın’da su tartışmasını yalnızca Büyükşehir’e yüklemek doğru bir yaklaşım değildir.
Kuşadası’ndan Gelen Örnek Yaklaşım
Tüm bu karmaşık tablo içerisinde, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’in su fiyatlarının %50 düşürülmesi yönündeki olumlu tavrı dikkat çekiyor. Günel’in bu yaklaşımı, doğru planlama ve verimli kaynak yönetimiyle su fiyatlarında ciddi indirimlerin mümkün olabileceğini ortaya koydu.
Kuşadası’nın bu adımı, hem Aydın Büyükşehir Belediyesi için hem de diğer ilçe belediyeleri için bir işaret fişeği niteliğinde.
Su Faturalarının Asıl Yükü: Ek Giderler ve Atık Su Bedeli
Aydın’da bir su faturasını açtığınızda karşınıza çıkan tablo, sadece “kullandığınız su” değil.
Faturada yer alan atık su bedeli, katı atık ücreti, çevre temizlik katkı payı ve enerji payı gibi ek kalemler, suyun gerçek bedelini ikiye hatta üçe katlayabiliyor.
Bu kalemlerin büyük bölümü, AK Parti’nin yönettiği Türkiye ekonomisindeki pahalılığın doğal sonucu olarak yükseldi. Arıtma tesisleri pahalı elektrikle çalışıyor; altyapı malzemeleri dövizle fiyatlanıyor.
Kısacası faturanın kabarmasının sadece bir belediye tercihiyle açıklanması, gerçekleri eksik bırakmak olur.
AK Parti İl Başkanı Mehmet Erdem ve Teşkilatının Tutumu
Aydın’da su tartışmaları büyüdükçe, AK Parti Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem ve il teşkilatının söylemleri de daha görünür hale geliyor. Ancak bu söylemlerde dikkat çeken önemli bir nokta var: Tüm yükün büyükşehir belediyesine, özellikle de Özlem Çerçioğlu’nun üzerine bırakılması.
Erdem’in açıklamalarına bakıldığında, su fiyatları konusunda yaşanan tüm sıkıntıların tek sorumlusu olarak geçmişte Özlem Çerçioğlu’nun gösterildiği görülüyor.
Oysa en temel maliyet unsurlarının büyük bölümü Ankara kaynaklı.
Enerji fiyatları, işçilik maliyetleri, belediyelerin kullandığı her malzemede yaşanan fahiş artışlar… Bunlar AK Parti hükümetinin ekonomi politikalarının bir sonucu olarak vatandaşın önüne çıkıyor.
Bu noktada Mehmet Erdem’in yaptığı şey, susarak vatandaşın da fark ettiği üzere şu algıyı yaratıyor:
“Pahalılığı biz oluşturmadık, sorumlusu Büyükşehir. Yükü Özlem Hanım taşısın.”
Ne var ki bu yaklaşım, çözümden çok politik bir sorumluluktan kaçışın görüntüsü olarak yorumlanıyor.
Aydın’da halkın aklında şu sorular oluşuyor:
Eğer enerji fiyatları artmasaydı su bu kadar pahalı olur muydu?
Arıtma tesisleri pahalı elektrik kullanmasaydı atık su bedeli bu seviyeye gelir miydi?
Döviz kuru fırlamasaydı altyapı malzemeleri bu kadar pahalı olur muydu?
Bu soruların cevaplarının hiçbirinde Büyükşehir yok.
Ama sorumluluk gündeme geldiğinde tüm yükün Özlem Çerçioğlu’nun üzerine bırakılması, Aydın’da doğal olarak eleştiri topluyor.
AK Parti’nin il teşkilatı, siyaseten kolay olanı seçip gölgeye çekiliyor; tüm eleştirileri Büyükşehir’e yönlendirerek kendisini tartışmanın dışına çıkarıyor.
Bu da vatandaşta “sorumluluktan kaçma” algısını güçlendiriyor.
Gerçek Çözüm: Hem Yerel Hem Ulusal Sorumluluk Almak
Aydın’ın su sorununu çözmek için hem Büyükşehir Belediyesi’nin hem de Ankara’daki iktidarın adım atması şart.
Yerelde yapılabilecekler:
-
Su ve atık su bedellerinde yeni bir düzenleme
-
Faturalardaki ek giderlerin azaltılması
-
Enerji maliyetlerinin güneş enerjisi yatırımlarıyla düşürülmesi
-
Dar gelirli ailelere sosyal tarifeler
-
Çiftçiye özel tarife kolaylıkları
Ulusal düzeyde yapılması gerekenler:
-
Elektrik fiyatlarının düşürülmesi
-
Belediyelere enerji desteği verilmesi
-
Arıtma ve altyapı yatırımlarına merkezi finansman artırılması
-
Döviz kurundaki istikrarsızlığın kontrol altına alınması
Yani çözüm “tek taraflı sorumluluk yükleme” değil; ortak sorumlulukla hareket etmekten geçiyor.
Sonuç: Aydın Hak Ettiği Su Politikasıyla Buluşturulmalı
Aydınlı vatandaş artık suçlu aranan değil, çözüm üretilen bir süreç istiyor.
Kuşadası’nda Ömer Günel’in sergilediği yapıcı yaklaşım, tüm Aydın için bir örnek oluşturuyor.
Ancak bu tartışmada AK Parti İl Başkanı Mehmet Erdem ve teşkilatının, pahalılığı yaratan ulusal politikaları görmezden gelip tüm yükü Özlem Çerçioğlu’nun üzerine susarak bırakması, toplumda haklı bir tepkiye neden oluyor.
Aydın’ın ihtiyacı çok açık:
Siyasetin gölgesinden çıkmış, halkın yükünü hafifleten adil bir su politikası.
Bu da ancak herkes sorumluluk aldığında mümkün.
Aydın'da Sayın Ömer Günel'in ve CHP grubunun suyu yüzde elli %50 ucuzlatın önergesine Sayın Özlem Çerçioğlu'nun %70 ucuzlatalım demesi, bugüne kadar bu su konusunda fiyatları yükseltmesi siyasi tarafıdır.
Sn. Özlem Çerçioğlu daha önceden CHP'li idi, devletten gerekli desteği alamıyordu ama şimdi AK Partili olduğu için gerekli desteği aldığından bu olumlu tablo Aydın halkının menfaatine olmuştur.
Konuyu öncelikle gündeme getiren Sayın Ömer Günel’in %50 ucuzlatalım önergesini, Sayın Özlem Çerçioğlu'nun %20 daha ilave edip %70 suyu ucuzlatmayı teklif eden Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Özlem Çerçioğlu’nu da kutluyorum.
Atık suda da aynı ucuzlatmayı, Kuşadası–Didim bölgesinde turizm işletmelerinin su ihtiyacını artezyen kuyuları açarak temin eden bu kurumlardan atık su parası almayı kaldırmalarını da bekliyorum.
Suyun ucuzlatılması ile ilgili bu konunun eleştirilecek hiçbir yeri yoktur, netice itibarıyla halkın yararına bir çalışma yapılmıştır. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel Bey’i ve Özlem Çerçioğlu’nu kutluyorum.
Bazı çevrelerde “Efendim geçmişte Özlem Çerçioğlu işte şöyle diyordu böyle diyordu” konuşması ve yazılması abesle iştigaldir. Bugünkü konuya bakmakta yarar var.
Aziz okuyucularım, rahmetli Süleyman Demirel'in çok güzel bir lafı vardır:
Dün dündür. Dün dünde kalmıştır. Bugüne bakmak lazım.
İfadesi çok doğru bir ifadedir.
Biz bugüne bakalım.
Hayırlısı olsun Sn. Ömer Günel Bey ve Sayın Özlem Çerçioğlu’ndan.
Emlak vergileri için de aynı ucuzlatmayı yapsınlar, özellikle Özlem Çerçioğlu’ndan bunu bekliyorum.
İlk belediye meclisi toplantısında emlak vergilerinin de %70 ucuzlatılması teklifini bekliyorum.
Belediyelerin aldığı atık çöp parasıyla emlak vergilerini de ucuzlatsın Özlem Hanım.
İşte tüm bu ucuzlatmalardan sonra o zaman kim gol yiyor görülecektir.
Ne dersiniz Sayın Belediye Başkanları?
KİMSE KİMSEYE GOL ATMAYA ÇALIŞMASIN!
