Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı iken hakkında “zimmet”, “kalpazanlık”“cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlamalarıyla ağır ceza mahkemelerinde davalar açılmıştı. Ama davalar sürecinde kendisi milletvekili olduğundan dokunulmazlığını kullanarak yargılanmakdan kurtulmuştu. O “yolsuzluk, zimmet, kalpazanlık, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak” gibi ağır suçlamaların bulunduğu dosyalar halen işlem bekliyor. O davalardan bazılarını hatırlatalım yeter sanıyorum: Akbil Davası: İddiaya göre, Tayyip Erdoğan belediye başkanı iken 1997 ila 1999 arasında toplu taşıma taşıtlarında ödeme aracı olan Akbil’den elde edilen 2.6 trilyon liralık kazancı gizlemiştir. Durum müfettişler tarafından saptanınca Erdoğan ve bürokratları hakkında dava açıldı. Erdoğan milletvekili olduğu için dosyasını ayıran ve adamlarını beraat ettiren hakim İsmail Rüştü Cirit, 2015 yılında Erdoğan tarafından Yargıtay Başkanlığı’na getirilmiştir. Bilboard Yolsuzluğu Davası: Bilboard ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle Temmuz 2002’de İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde Erdoğan ve bazı bürokratları hakkında dava açıldı. Milletvekili dokunulmazlığı olduğundan Erdoğan’ın yargılanması ertelendi. Personel Taşıma Yolsuzluğu Davası: İstanbul Belediyesi ve bağlı kuruluşlarının personelinin taşınma işleri Erdoğan’ın yakın arkadaşı Mustafa Albayrak’a ait Albayraklar şirketine verilmişti. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Mustafa Albayrak, dönemin İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ve Erdoğan’ın danışmanı Necmi Kadıoğlu’nun da aralarında bulunduğu 70 sanık hakkında “çete”, “zimmet” ve “dolandırıcılık” suçlarından dava açtı. Yargılamada bazı sanıklar cezalara çarptırılırken Erdoğan ve 6 isim milletvekili oldukları için dosyaları ileride yargılanmak üzere ayrıldı. İGDAŞ Yolsuzluğu Davası: İstanbul’un doğalgaz dağıtım şirketi İGDAŞ’daki şebeke inşaatlarından sayaç okumaya ve reklam işleri ihalelerine kadar yapılan bir dizi yolsuzluktur. Müfettiş raprlarına göre, şebeke inşaatları fahiş fiyatlarla yandaş şirketlere verildi. El kitabı basımından hikaye ve boyama kitabı basımına, sayaç okumadan kolonyalı mendil alımına kadar yapılan ihalelerde yolsuzluklar yapıldı. Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Ama Erdoğan’ın milletvekili dokunulmazlığı burada devreye girdi. İSKİ Yolsuzluğu Davası: İSKİ’nin altyapı inşaatları, araç kiralama, personel taşıma, personele kıyafet temini gibi ihalelerdeki usulsüzlüklerle ilgili olarak İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Çamur Barajı Yolsuzluğu Davası: Müfettişlerin incelemesi sonucunda; Haliç ıslah çalışmaları sırasında çamur naklinin yapıldığı boruların döşenmesinde, Belediye’ce ilgili firmaya Bayındırlık Bakanlığı fiyatlarının 50 misli fiyat ödenmiştir. Bu yüzden İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde Erdoğan ve ilgili bürokratları hakkında dava açıldı. Sinek İlacı Yolsuzluğu Davası: İstanbul Belediyesi tarafından karasinek, açık alan karasinek, sivrisinek ve biyolojik lavrasit ilaçlarının alımında tek ürüne ve tek firmaya yönelik ihale şartnamesi hazırlamak suretiyle ihaleye fesat karıştırıldığı gerekçesiyle Recep Tayyip Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Peki bir de Ekrem İmamoğlu’na bakın… Ekrem Bey hakkında, Erdoğan ile ilgili bu dosyaların bir benzeri olsaydı yeri göğü inletmişlerdi… Ya bunca ağır suçlamalar karşısında dokunulmazlık zırhını giyen ve kurtulan Erdoğan’ın, yargıyı eleştiren milletvekillerini hapse attırmak için onların dokunulmazlıklarını kaldırmak istemesine ne demeli?