Kimi ülkeler vardır, dört mevsimiyle övünür… Biz ise 23 yıldır “dört afet, beş felaket”le övünüyoruz! AKP iktidarı başladığında umutluyduk belki… Ama Allah aşkına şu son 23 yıla bir bakın: Deprem, sel, yangın, kuraklık, fırtına, hortum, pandemi, çekirge istilası, baraj patlaması… Liste uzadıkça uzuyor. Sanki “Afet Ligi” var da biz şampiyon olmak için uğraşıyoruz. Eskiden afet haberleri “yılda bir” gelir, bütün ülke tek ekran başında kenetlenirdi. Şimdi sabah deprem, öğlen sel, akşam dolu yağışı… Yetmiyor, gece hortum çıkıyor! Sanki “Netflix Afet Paketi” satın almışız da 7/24 yeni bölüm geliyor. AFETLERİN ALTIN ÇAĞI (!) Bazıları “Kardeşim afet dediğin doğanın işi, hükümetle ne alakası var?” diyebilir. Ama dikkat edin, bu hükümet döneminde afetler bir başka coşkulu, bir başka organize. Depremler bile 7.0 üstüyle geliyor, seller olimpiyat kotası almış gibi koşuyor, orman yangınları sanki sabotaj yarışmasına katılıyor. Eskiden yağmur yağar, toprak su içerdi. Şimdi yağmur yağar, şehir sele boğulur; fırtına eser, çatıları havaya kaldırır; kar yağar, elektrik kesilir, yollar kapanır… Afet bile önceden “planlı” gibi! ACABA İKTİDARDAN GİTSELER AFETLER BİTER Mİ? Şimdi aramızda dürüst olalım: Hepimizin aklına geliyor bu soru. Acaba AKP iktidarı son bulsa, afetler de “hadi bize eyvallah” deyip valizini toplayıp gider mi? Belki de doğa diyor ki: — “Bunlar gidene kadar ben çalışmaya devam edeceğim.” Kim bilir, belki yeni hükümet gelir gelmez deprem bile “Abi ben biraz dinleneyim” der, sel sularını toplar, orman yangınları emekliliğe ayrılır. MİLLET OLARAK ALIŞTIK En kötüsü de şu: Millet olarak artık afetlere refleks geliştirdik. Deprem mi oldu? “Kaç şiddetindeydi?” Sel mi geldi? “Kaç araç sürüklendi?” Yangın mı çıktı? “Kaç hektar yandı?” Yani bizde afet bile skor tabelasıyla ölçülüyor. Eskiden “Aman Allah korusun” derdik, şimdi “E zaten her sene oluyor” diye omuz silkiyoruz. Bu da AKP iktidarının bize kazandırdığı afet bağışıklığı olsa gerek. SONUÇ AKP döneminde yaşamadığımız afet kalmadı. Artık tek eksik, uzaydan gelecek meteor… Onu da 2028 seçimlerine yetiştirirlerse tam olur! Bu milletin gönlünde şu soru hep kalacak: “Acaba bunlar gidince afetler de gider mi?” Bunu öğrenmenin tek yolu var… Ama onun için önce sandığa gitmek lazım! VE SADECE AFET Mİ? Tabii ki değil! Sadece afet manyağı olmakla kalmadık… Bu dönemde her türlü sahtekârlık, itlik, uğursuzluk, soygunculuk da yaşandı. Hukuk, demokrasi, adalet ise tatile çıktı; dönüş bileti almadan, tek yön gidiş… Yani sadece doğa değil, sistem de felaket üstüne felaket yaşattı bu millete. Ve bu hikâyenin mutlu sonla bitmesi için, artık hikâyenin yazarını değiştirmek gerekiyor.