Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

Gazeteciliğe veda (Bu kez final sezonu! Geri dönüş yok, yok, yok!)

Yine mi? Evet kardeşim, YİNE! Ama bu sefer başka! Bu sefer sahiden, gerçekten, Allah şahidim olsun ki TAMAMDIR! Lan oğlum, daha önce de “tamamdır” demiştin... Dedim evet... Ama sonra döndüm mü? Döndüm! Çünkü umut fakirin ekmeğiydi, ben de o ekmeği küflü küflü yemeye devam ettim! Ama artık yok! Vallahi de yok, tallahi de yok, billahi de yok! Benden bu kadar! Aydın gibi bir şehirde dışarıdan gelip gazetecilik yapmaya çalışmak nedir biliyor musunuz? Bile bile mayın tarlasına girmek! İşin kompedanı olsan, feriştahı gelsen, başında sarı basın kartı değil altın taç olsa, “kimsin lan sen?” diyecek birileri mutlaka çıkar. Barındırmıyorlar kardeşim, barındır-MI-YOR-LAR! Bir kere burası FETÖ’nün kültürel enkazı hâlâ temizlenmemiş bir şehir. Her taşın altından cemaatçisinden torpillisine, ‘köşe kapmaca’ oynayanlar çıkıyor! İkincisi? Para için yapmayacakları şey yok! Ama sana para yok! Onlar bir gecede arabasını değiştirirken, sen hâlâ evde tencereye su koyuyorsun. ** Hem vallahi… Hem tillahi… Bıraktım la! Yeter ulan! Göreceksiniz… Bu sefer dönüş yok! Ben kim miyim? Grafikerim! Web tasarımcısıyım! Radyo programcısıyım! Televizyoncuyum! Sahaya çıksam muhabiri döverim, montaja girsem kurguya bayrak dikerim! Ve iyi bir gazeteci olduğuma da hâlâ inanıyorum… Hem de herkesin olmadığından emin olduğum kadar eminim! Bu saydıklarımın uzmanı oldum hem de… Okul okumadan, sırtım sıvazlanmadan, bir Allah’ın kulundan destek almadan, torpilin “T”sini bilmeden! Ama ne oldu? Hiçbir şey! Yüzüne bakan yok! Sırtını dönen çok! Tebrik eden bir elin parmağı kadar, arkandan iş çeviren ise Aydın nüfusu kadar! Buna rağmen? EVET! Buna rağmen TAMAMDIR! Bu arada iş arıyorum! Taksi şoförlüğü olur... Kuryelik olur... Gıda dağıtımı, e-ticaret, gündelik iş, tabela boyama, hortum taşıma, mezar kazma, kışın soba yakma, yazın limonata satma… Ne iş olursa yaparım abi! Ama bu gasteciliği Aydın'da bir daha yapmayacağım! Bak altını çiziyorum: ASLA ama ASLA! Eğer bir gün para kazanabilirsem... Memleketime döneceğim... Orada seviliyorum çünkü. Orada kıymet bilen insanlar var. Orada “güzel yazmışsın” diyen bir ağız, bir omuz, bir yüz ifadesi var! Burada? Burada “kim lan bu?” var. Burada "Birilerinin adamı mısın, yoksa Veli Palavuz musun?" var! Burada "biraz bizimkileri de öv" var. Burada “ücretsiz haber yap da görelim” var. Burada emeğe saygı yok, gazeteciliğe hiç yok! Şu anki durum bu. Ama bu durumun da bir ömrü var, haberiniz olsun! Hoşçakalın demeyeceğim. Çünkü karşımda “insan” olması lazım! Kime hoşçakalın diyeyim? Haber çalıp altına kendi ismini yazan mı, beş kuruş vermeyip “çayla geçin” diyen mi? Durum bu. Final bölümüydü. Kapanış jeneriği başladı. Perde indi. Spotlar söndü. Bu kalem Aydın için sustu. Ama hayat devam ediyor… Yeni bölüm, yeni şehir, yeni sayfa! İlgilenen varsa, CV gönderirim, çok yönlüyüm, sabırlıyım, ama artık salak değilim. DipNot: Sakın ama sakın ola ki Aydın'da herhangi bir medya kuruluşu, köşe yazarı, internet sitesi yöneticisi, radyo sahibi, televizyoncu, gazeteci bozuntusu ya da “abi bizim ekip büyüyor”cu bana “Gel birlikte çalışalım” demesin! Kim olursa olsun, geçmişte çay içmişliğimiz de olsa, birlikte haber kovalamış da olsak, ismini bilsem de bilmesem de… EN AĞIR KÜFRÜ DUYAR BENDEN! Haberiniz olsun! Hatta haber yapın, manşet atın: “Biri bu mesleğe veda etti, kapıyı da çarptı!” diye...
Ekleme Tarihi: 29 Temmuz 2025 -Salı

Gazeteciliğe veda (Bu kez final sezonu! Geri dönüş yok, yok, yok!)

Yine mi?

Evet kardeşim, YİNE!
Ama bu sefer başka!
Bu sefer sahiden, gerçekten, Allah şahidim olsun ki TAMAMDIR!

Lan oğlum, daha önce de “tamamdır” demiştin...
Dedim evet...
Ama sonra döndüm mü?
Döndüm!
Çünkü umut fakirin ekmeğiydi, ben de o ekmeği küflü küflü yemeye devam ettim!

Ama artık yok!
Vallahi de yok, tallahi de yok, billahi de yok!
Benden bu kadar!

Aydın gibi bir şehirde dışarıdan gelip gazetecilik yapmaya çalışmak nedir biliyor musunuz?
Bile bile mayın tarlasına girmek!
İşin kompedanı olsan, feriştahı gelsen, başında sarı basın kartı değil altın taç olsa, “kimsin lan sen?” diyecek birileri mutlaka çıkar.
Barındırmıyorlar kardeşim, barındır-MI-YOR-LAR!

Bir kere burası FETÖ’nün kültürel enkazı hâlâ temizlenmemiş bir şehir.
Her taşın altından cemaatçisinden torpillisine, ‘köşe kapmaca’ oynayanlar çıkıyor!
İkincisi?
Para için yapmayacakları şey yok!
Ama sana para yok!
Onlar bir gecede arabasını değiştirirken, sen hâlâ evde tencereye su koyuyorsun.

**

Hem vallahi…
Hem tillahi…
Bıraktım la!
Yeter ulan!

Göreceksiniz…
Bu sefer dönüş yok!

Ben kim miyim?
Grafikerim!
Web tasarımcısıyım!
Radyo programcısıyım!
Televizyoncuyum!
Sahaya çıksam muhabiri döverim, montaja girsem kurguya bayrak dikerim!

Ve iyi bir gazeteci olduğuma da hâlâ inanıyorum…
Hem de herkesin olmadığından emin olduğum kadar eminim!

Bu saydıklarımın uzmanı oldum hem de…
Okul okumadan, sırtım sıvazlanmadan, bir Allah’ın kulundan destek almadan, torpilin “T”sini bilmeden!

Ama ne oldu?
Hiçbir şey!
Yüzüne bakan yok!
Sırtını dönen çok!
Tebrik eden bir elin parmağı kadar, arkandan iş çeviren ise Aydın nüfusu kadar!

Buna rağmen?
EVET!
Buna rağmen TAMAMDIR!

Bu arada iş arıyorum!
Taksi şoförlüğü olur...
Kuryelik olur...
Gıda dağıtımı, e-ticaret, gündelik iş, tabela boyama, hortum taşıma, mezar kazma, kışın soba yakma, yazın limonata satma…
Ne iş olursa yaparım abi!

Ama bu gasteciliği Aydın'da bir daha yapmayacağım!
Bak altını çiziyorum:
ASLA ama ASLA!

Eğer bir gün para kazanabilirsem...
Memleketime döneceğim...
Orada seviliyorum çünkü.
Orada kıymet bilen insanlar var.
Orada “güzel yazmışsın” diyen bir ağız, bir omuz, bir yüz ifadesi var!

Burada?
Burada “kim lan bu?” var.
Burada "Birilerinin adamı mısın, yoksa Veli Palavuz musun?" var!
Burada "biraz bizimkileri de öv" var.
Burada “ücretsiz haber yap da görelim” var.
Burada emeğe saygı yok, gazeteciliğe hiç yok!

Şu anki durum bu.
Ama bu durumun da bir ömrü var, haberiniz olsun!

Hoşçakalın demeyeceğim.
Çünkü karşımda “insan” olması lazım!
Kime hoşçakalın diyeyim?
Haber çalıp altına kendi ismini yazan mı, beş kuruş vermeyip “çayla geçin” diyen mi?

Durum bu.
Final bölümüydü.
Kapanış jeneriği başladı.
Perde indi.
Spotlar söndü.
Bu kalem Aydın için sustu.

Ama hayat devam ediyor…
Yeni bölüm, yeni şehir, yeni sayfa!

İlgilenen varsa, CV gönderirim, çok yönlüyüm, sabırlıyım, ama artık salak değilim.

DipNot:

Sakın ama sakın ola ki Aydın'da herhangi bir medya kuruluşu, köşe yazarı, internet sitesi yöneticisi, radyo sahibi, televizyoncu, gazeteci bozuntusu ya da “abi bizim ekip büyüyor”cu bana “Gel birlikte çalışalım” demesin!
Kim olursa olsun, geçmişte çay içmişliğimiz de olsa, birlikte haber kovalamış da olsak, ismini bilsem de bilmesem de…
EN AĞIR KÜFRÜ DUYAR BENDEN!
Haberiniz olsun!
Hatta haber yapın, manşet atın: “Biri bu mesleğe veda etti, kapıyı da çarptı!” diye...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.