Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

AKP'li olmak ayrıcalıktır!.. Sn. Çerçioğlu halamı eğlenceli buluyorum!..

Şimdi efendim, lafı dolandırmayacağım: Sn. ve de çok değerli Ordinaryüs Prof. Dr. Özlem Çerçioğlu benim halamdır! Bugüne kadar gizledik, şimdi açıklıyorum, flaş yani!.. Tabii öyle nüfus kütüğünde yazmaz, ama kalbimin “siyaset defterinde” öyle geçer. Bir dönem “CHP’li olmak ayrıcalıktır” derdi ya, şimdi anladık ki, zamanın ruhu değişmiş; artık “AKP’li olmak ayrıcalıktır” devrine geçmişiz. Halam da bu yeni dönemin şatafatlı ama bir o kadar da ironik yüzlerinden biri haline geldi sanki. Ama ne yalan söyleyeyim, ben sevgili halamı eğlenceli buluyorum. Ciddi bir belediye başkanı, devasa projelerin altında imzası var, on bin kişilik mitinglere sükûnetle çıkıyor, bütçeleri milim milim hesaplıyor ama... İçinde bir “gamsızlık” sezgisi var, biliyor musunuz? Sanki sabah çayını içerken “Aydın’da bugün kimi şaşırtayım?” diye düşünüyor. Sonra, bir gülümseme, bir jest, bir espriyle tüm kenti hop oturtup hop kaldırıyor. GAMSIZ AMA ŞAHANE BİR GAMSIZLIK BU! Şimdi bazıları “Ama siyasette gamsızlık olur mu?” diye sorabilir. Efendim, olur! O öyle bir gamsızlık ki, derin bir bilgelik içeriyor. Bir tür “ben bu filmi daha önce izledim, finalini biliyorum” havası... Aydın’da taş yerinden oynasa, halam o taşı yıllar öncesinden nereye koyacağını zaten hesaplamıştır. Ama bir yandan da içinden bir ses “Boşver ya, dünya fani” diyor gibi. İşte bu yüzden eğlenceli, bu yüzden kahkaha attırıyor bana. AMA BİR DE CİMRİLİK MESELESİ VAR! Gelelim işin can alıcı kısmına... Halam cimri! Yani, öyle böyle değil. “Bütçe disiplini” diyerek kendini avutuyor ama ben yerim o disiplini. Yahu sevgili halacığım, milletvekili maaşı alıyorsun, belediye başkanlığı maaşı alıyorsun, eşinden zaten ekonomik bollukta yüzüyorsun... Şu gariban gazetecilere özel günlerde küçük bir reklam çakamaz mısın? Bir 29 Ekim, bir 10 Kasım, bir 8 Mart’ta şöyle “Haladan selamlar” tarzı bir kutlama mesajı konduramaz mısın şu gazeteye? Cebinden ödeyeceksin ama, dikkat et — cebinden! O kısmı karıştırma, belediyeden değil! İşte orada tıkanıyoruz, orada “bütçe daralması” yaşanıyor. HEM ARSA BAĞIŞLIYORSUN HEM GAZETECİYE BİR ÇAY ISMARLAMAMIŞSIN! Aslında çok ısmarladı, ama napalım eleştirmek için böyle yazdım Önemli olan "İhtiyaç halinde" ısmarlamaktır, canın istediği zaman değil sevgili halacığım Bak şimdi, devletine arsa bağışlıyorsun, çok güzel. O arsada parklar, okullar, yeşil alanlar yapılıyor, Allah razı olsun. Ama üç tane gariban gazeteciyi eşinle birlikte bir akşam yemeğinde ağırlamak çok mu zor? Yani biz de öyle “lüks balık restoranı” istemiyoruz, mütevazı bir pide bile olur. Bir “karışık” yeter! Üstüne de bir ayran söyledin mi, zaten gönlümüzü fethedersin. Ama yok, o cep açılmıyor, o cüzdan bir türlü o masadan kalkmıyor. HALAMIN İÇİNDEKİ “AKP RUHU” Şimdi diyeceksiniz ki, “Nasıl yani, Özlem Çerçioğlu AKP’li mi oldu?” Aslında değil elbette, ama bazen öyle davranıyor ki... Bir bakıyorsun “Devlet-millet el ele” modunda açıklamalar yapıyor, bir bakıyorsun parti disiplininden bahsediyor... Henüz AKP'nin disiplininden bahsetmedi ama yakındır onu da disipline alması!.. Dedim ki kendi kendime: “Halam içinden CHP'li ama dışından AKP'nin yeni kadın modeli olmuş!” Belki de Türkiye’nin en karmaşık siyasal denkleminde, o denklemin bilinmeyeni haline gelmek istiyor. Bir yandan Atatürk’ün torunu, diğer yandan dev bütçeli bir belediye başkanı. Hem halktan, hem devletten, hem de “bütçeden sorumlu melek” aynı bedende! BENİM HALAM DÜNYAYI KURTARABİLİR AMA BİR REKLAM VERMEZ! Bazen düşünüyorum, eğer Aydın bir film olsaydı, Çerçioğlu kesin başrolde olurdu. Ama eminim ki film setinde bile “çay parası benden” demezdi! Çünkü o kadar planlı, o kadar hesaplı ki, kendi mizahının bile maliyet hesabını yapıyor olabilir. Belki de eğlenceli olmasının sırrı bu: Kendini fazla harcamıyor — ne parayla, ne duyguyla, ne de gülümsemeyle. Bir doz veriyor, sonra çekiliyor. Tam “hah şimdi gönlümüzü aldı” derken, “bütçeyi aştık” diyerek sahneden çıkıyor. Ama ne olursa olsun, onu izlemek keyifli. Kimi zaman kızıyorum, kimi zaman gülüyorum, kimi zaman “yahu bu kadın gerçekten bunu da mı yaptı?” diyorum. Ama bir şekilde hep şaşırtıyor. Ve belki de siyaset dediğin şey tam da bu: şaşırtmak, merak ettirmek, konuşturmak. Benim halam bunu çok iyi biliyor. O yüzden diyorum ki... AKP’Lİ OLMAK AYRICALIKTIR AMA ÇERÇİOĞLU HALAM OLMAK DÜNYANIN EN BÜYÜK AYRICALIĞIDIR!
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2025 -Salı

AKP'li olmak ayrıcalıktır!.. Sn. Çerçioğlu halamı eğlenceli buluyorum!..

Şimdi efendim, lafı dolandırmayacağım: Sn. ve de çok değerli Ordinaryüs Prof. Dr. Özlem Çerçioğlu benim halamdır!
Bugüne kadar gizledik, şimdi açıklıyorum, flaş yani!..
Tabii öyle nüfus kütüğünde yazmaz, ama kalbimin “siyaset defterinde” öyle geçer.
Bir dönem “CHP’li olmak ayrıcalıktır” derdi ya, şimdi anladık ki, zamanın ruhu değişmiş; artık “AKP’li olmak ayrıcalıktır” devrine geçmişiz.
Halam da bu yeni dönemin şatafatlı ama bir o kadar da ironik yüzlerinden biri haline geldi sanki.

Ama ne yalan söyleyeyim, ben sevgili halamı eğlenceli buluyorum.
Ciddi bir belediye başkanı, devasa projelerin altında imzası var, on bin kişilik mitinglere sükûnetle çıkıyor, bütçeleri milim milim hesaplıyor ama...
İçinde bir “gamsızlık” sezgisi var, biliyor musunuz?
Sanki sabah çayını içerken “Aydın’da bugün kimi şaşırtayım?” diye düşünüyor.
Sonra, bir gülümseme, bir jest, bir espriyle tüm kenti hop oturtup hop kaldırıyor.

GAMSIZ AMA ŞAHANE BİR GAMSIZLIK BU!
Şimdi bazıları “Ama siyasette gamsızlık olur mu?” diye sorabilir.
Efendim, olur!
O öyle bir gamsızlık ki, derin bir bilgelik içeriyor.
Bir tür “ben bu filmi daha önce izledim, finalini biliyorum” havası...
Aydın’da taş yerinden oynasa, halam o taşı yıllar öncesinden nereye koyacağını zaten hesaplamıştır.
Ama bir yandan da içinden bir ses “Boşver ya, dünya fani” diyor gibi.
İşte bu yüzden eğlenceli, bu yüzden kahkaha attırıyor bana.

AMA BİR DE CİMRİLİK MESELESİ VAR!
Gelelim işin can alıcı kısmına...
Halam cimri!
Yani, öyle böyle değil.
“Bütçe disiplini” diyerek kendini avutuyor ama ben yerim o disiplini.
Yahu sevgili halacığım, milletvekili maaşı alıyorsun, belediye başkanlığı maaşı alıyorsun, eşinden zaten ekonomik bollukta yüzüyorsun...
Şu gariban gazetecilere özel günlerde küçük bir reklam çakamaz mısın?
Bir 29 Ekim, bir 10 Kasım, bir 8 Mart’ta şöyle “Haladan selamlar” tarzı bir kutlama mesajı konduramaz mısın şu gazeteye?
Cebinden ödeyeceksin ama, dikkat et — cebinden!
O kısmı karıştırma, belediyeden değil!
İşte orada tıkanıyoruz, orada “bütçe daralması” yaşanıyor.

HEM ARSA BAĞIŞLIYORSUN HEM GAZETECİYE BİR ÇAY ISMARLAMAMIŞSIN!
Aslında çok ısmarladı, ama napalım eleştirmek için böyle yazdım
Önemli olan "İhtiyaç halinde" ısmarlamaktır, canın istediği zaman değil sevgili halacığım
Bak şimdi, devletine arsa bağışlıyorsun, çok güzel.
O arsada parklar, okullar, yeşil alanlar yapılıyor, Allah razı olsun.
Ama üç tane gariban gazeteciyi eşinle birlikte bir akşam yemeğinde ağırlamak çok mu zor?
Yani biz de öyle “lüks balık restoranı” istemiyoruz, mütevazı bir pide bile olur.
Bir “karışık” yeter!
Üstüne de bir ayran söyledin mi, zaten gönlümüzü fethedersin.
Ama yok, o cep açılmıyor, o cüzdan bir türlü o masadan kalkmıyor.

HALAMIN İÇİNDEKİ “AKP RUHU”
Şimdi diyeceksiniz ki, “Nasıl yani, Özlem Çerçioğlu AKP’li mi oldu?”
Aslında değil elbette, ama bazen öyle davranıyor ki...
Bir bakıyorsun “Devlet-millet el ele” modunda açıklamalar yapıyor, bir bakıyorsun parti disiplininden bahsediyor...
Henüz AKP'nin disiplininden bahsetmedi ama yakındır onu da disipline alması!..
Dedim ki kendi kendime: “Halam içinden CHP'li ama dışından AKP'nin yeni kadın modeli olmuş!”
Belki de Türkiye’nin en karmaşık siyasal denkleminde, o denklemin bilinmeyeni haline gelmek istiyor.
Bir yandan Atatürk’ün torunu, diğer yandan dev bütçeli bir belediye başkanı.
Hem halktan, hem devletten, hem de “bütçeden sorumlu melek” aynı bedende!

BENİM HALAM DÜNYAYI KURTARABİLİR AMA BİR REKLAM VERMEZ!
Bazen düşünüyorum, eğer Aydın bir film olsaydı, Çerçioğlu kesin başrolde olurdu.
Ama eminim ki film setinde bile “çay parası benden” demezdi!
Çünkü o kadar planlı, o kadar hesaplı ki, kendi mizahının bile maliyet hesabını yapıyor olabilir.
Belki de eğlenceli olmasının sırrı bu:
Kendini fazla harcamıyor — ne parayla, ne duyguyla, ne de gülümsemeyle.
Bir doz veriyor, sonra çekiliyor.
Tam “hah şimdi gönlümüzü aldı” derken, “bütçeyi aştık” diyerek sahneden çıkıyor.

Ama ne olursa olsun, onu izlemek keyifli.
Kimi zaman kızıyorum, kimi zaman gülüyorum, kimi zaman “yahu bu kadın gerçekten bunu da mı yaptı?” diyorum.
Ama bir şekilde hep şaşırtıyor.
Ve belki de siyaset dediğin şey tam da bu: şaşırtmak, merak ettirmek, konuşturmak.
Benim halam bunu çok iyi biliyor.
O yüzden diyorum ki...

AKP’Lİ OLMAK AYRICALIKTIR AMA ÇERÇİOĞLU HALAM OLMAK DÜNYANIN EN BÜYÜK AYRICALIĞIDIR!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.