Bakın sevgili dostlar,
Bundan birkaç ay öncesine kadar Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi toplantıları için telefonlarımız çalardı.
“Gel, haber yap, görüntü al, yaz, çiz, bize destek ol” diye yalvar yakar edilen bizdik.
Çünkü o zamanlar ihtiyaç vardı bize…
Kamuoyunu aydınlatacak gazetecilere, haksız saldırılara göğüs gerecek kalemlere, ekranlara çıkıp mertçe söz söyleyecek insanlara…
Ama ne oldu?
Ne değişti?
Birden bire herkes sustu, herkes kabuk değiştirdi.
Çünkü artık arkalarında Recep Tayyip Erdoğan var!..
Bakanlar var, var oğlu var!
YALVARANLARIN SUDAN ÇIKMIŞ BALIĞA DÖNÜŞÜ
Eskiden gazeteciyi meclise davet edenler, şimdi kapıya dikilmiş jandarma gibi, “Giremezsin!” diyor.
Neden?
Çünkü artık ne bizim yazdıklarımıza ihtiyaçları var, ne de vatandaşın gerçek sesini duymaya tahammülleri.
Onlara yetiyor sarayın gölgesi, Ankara’dan gelen “tamamdır” işareti.
Gerisi hikâye…
AKP AYDIN MİLLETVEKİLLERİNİN TİYATROSU
Ama gelin görün ki ortada AKP Aydın milletvekilleri yok!
İl Başkanı Mehmet Erdem desen, o da yok!
Var gibi yapıyorlar, bir tiyatro sahnesindeler.
Halkı oyalıyorlar, sahte roller, yapay gülüşler.
Belki MHP vardır, ama ondan da emin değilim.
Çünkü Haluk Alıcık ortalıkta jandarmalık yapıyor, ama halkın yüzüne bakamıyor.
Sokağa çıkacak yüzü olmayan bir siyasetçi, anca düğünlerde, kına gecelerinde boy gösteriyor.
Kısacası fakirliği dip yapmış halkın sırtından geçinenlerin yeni versiyonu sahnedeler.
SİVİL TOPLUM GÖRÜNÜMLÜ ÇIKAR MAFYALARI
Bir de bunların destekçileri var:
Kendilerine “sivil toplum örgütü” diyen ama aslında koca birer çıkar mafyası olan yapılar.
Biz yıllardır meclise girip halk adına orada olup biteni aktarırken, onlar kıyıda köşede iş çeviriyordu.
Şimdi ben onları elimizin tersiyle ittiğim için, şahsımı dışarıda bırakmaları için özel çaba gösteriyorlar.
Halkın, vatandaşın girebildiği yere, bana ve birkaç kişiye daha yasak konuyor.
Utanmazlık bu değilse nedir?
İKİ YÜZLÜLERİN ZAFERİ, VATANDAŞIN HEZİMETİ
Ortada koca bir ikiyüzlülük var.
Dün yalvaranlar, bugün kovuyor.
Dün “basın gelsin” diyenler, bugün basının kapısına kilit vuruyor.
Ama vatandaş, “halk” dedikleri o kutsal kavram, yine ortada yok.
Çünkü onların derdi artık halk değil, koltuk!
Onların gözünde yalnızca protokol var, Ankara var, Erdoğan var…
DEMAGOJİYLE DEĞİL, GERÇEKLERLE YÜZLEŞİN!
Evet, ben demagoji yapıyorum belki, ama gerçekler benden yana.
Duygu sömürüsü yapıyorum belki, ama halk adına yapıyorum.
İçeri girmeme izin verilmeyen o kapının ardında ne döndüğünü bilmek benim değil, sizin hakkınız.
Ama onlar bu hakkı size vermiyor!
Çünkü sizden korkuyorlar.
Çünkü halkın gerçek gözünün önünde tiyatro sahnelenemez.
Utanmazlar…
İki yüzlüler…
Nokta.