Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

Bu hikâyeyi mutlaka okuyun, çünkü dünyada benzeri yoktur!..

Beni nasıl zıvanadan çıkardılar, bunun hikayesini yazdım!.. Bizim işimiz sosyal medyalarda olduğu için bu konu çok önemli! 5000 kişiyi nasıl örgütlediniz la, nasıl? Soruyorum size: 5000 tane insanı, aynı anda susmak için, aynı anda yaptıklarımızı görmezden gelmeleri için, aynı anda "görmedim, duymadım, bilmiyorum" tribine sokmak için hangi akıl, hangi güç lazımdır? Düşünün, lütfen düşünün!.. AMELE VE ÇULSUZLARIN SOSYAL MEDYASI Amelelerin, çulsuzların, siyasetten nemalananların, köşe başlarını tutmuş asalakların sosyal medyası işte… Benim Facebook sayfamı düşünün: Ağzına kadar dolu! Tam 5000 sözüm ona arkadaş. Ama arkadaş dedikleri de ne arkadaş! Yılan mı, köstebek mi, kukla mı, ajan mı belli değil. Önceki hesabım kapandığından yeni bir profil açtım. Zaten bizim sayfaların başına gelmeyen kalmadı. 250 bin takipçili ege7gün sayfamızı ele geçirip porno mu yayınlamadılar? Daha ne rezillikler yaptılar! Ama işte yine direndim, yine ayağa kalktım. Dedim ki: “Yeni bir sayfa, yeni bir nefes, yeni bir yolculuk.” Ama meğer yolculuk değilmiş, resmen pusuymuş!.. BİR YILIN BÜYÜK SESSİZLİĞİ Yaklaşık 1,5 yıl önce açtım yeni hesabı. Tanıdık tanımadık çoğunu ben ekledim. “Zaten tanıyorlar, bilirler” dedim. Ettiler de kabul… Kabul edenlerin çoğu da AKP’li tayfa! Bak burası da ironinin daniskası. Bir yıl boyunca efendi efendi paylaşımlarımı yaptım. Haberler, makaleler, canlı yayınlar… Objektif gazeteciliğimi herkes bilir. Bazen öfkeye kapılır, bazen birilerine yüklenirim; ama özümde tarafsızım. Benim yayıncılığım, benim kalemim bellidir. Peki sonuç ne? Koskoca bir yıl boyunca on binlerce paylaşım yaptım. Ama karşılığı ne oldu dersiniz? Bir iki beğeni… o da nadiren! Yorum? O da yok denecek kadar az!.. 5000 kişi var, ama sanki bir kişi bile yok! Koca bir mezarlık sessizliği. FOTOĞRAF BAHANE, PUSU ŞAHANE Sonra bir gün… Mayıs başı gibi… Sn. Özlem Çerçioğlu ile ilk kez makamında görüştüm. Fotoğraf çektirdik. Paylaştım. Ne oldu biliyor musunuz? Birden sayfaya akın başladı! Arkadaşlık istekleri yağmaya başladı! “Herhalde Çerçioğlu’nun hayranları gördü, geldi” diye düşündüm. Sevindim saf saf. Dedim ki: “Demek ki doğru yoldayız.” Ama nerdeee!.. O günden sonra bırakın artmayı, önceden olan tek tük etkileşim bile yok oldu. Resmen tabut kapağı çakılmış gibi bir sessizlik oldu sayfamda!.. 5000 kişi var ama beğeni yok, etkileşim yok, yorum yok, tepki yok! Yemin ederim aylarca tek bir etkileşim dahi gelmedi. Bir tane bile! 5000 KİŞİ AMA 1 KİŞİ YOK Arkadaşlarıma WhatsApp’tan yazıp rica etmeye başladım: “Lan bir beğenin bari!” dedim. Ama yok… Onlar bile!.. İnatla beğenmediler. İnatla görmezden geldiler. Ben de haliyle çıldırdım. Dedim: “Böyle şey dünya üzerinde var mı?” Gazetecisin, haber üretiyorsun, makale yazıyorsun, canlı yayın yapıyorsun, Hem de en kaliteli, en günceli, en kralından... ama karşında koca bir ölüler ordusu!.. Sıfır etkileşim!.. Bu işin tek bir izahı olabilir. Demek ki hakkımda inanılmaz dedikodular dönüyor. İftiralar uçuşuyor. Bütün Aydın’a yayılmış bir karalama kampanyası var. Peki bunu kim yapabilir? Siyasi partiler… CHP, MHP, AKP… STK’lar… Sivil toplum görünümlü çıkar mafyaları. Ve onların yancıları. GERÇEKTE OLAN Kısacası bütün Aydın'ı şahsıma karşı örgütlemişler! 5000 kişilik sessizlik ordusu yaratmışlar. Kendi sayfamda bile yalnız bırakılmışım. Evet, bu modern bir linçtir. Bu mobbing’in sosyal medya versiyonudur. Ve bana yapılanın dünyada bir başka örneği yoktur! ALLAHIN SOPASI YOK MU? Ama unutmasınlar! Allah’ın sopası yoktur, ama vardır bir planı!.. Aydın’da şöyle bir 8.0’lık deprem beklentim var. En kötü seller gider Aydın'da!.. Yer gök sarsıldığında, o dedikodular, o iftiralar, o maskeler yerle bir olacak. Kimin ne olduğu ortaya çıkacak. SON SÖZ 5000 kişi var, ama aslında bir kişi bile yok! Arkadaş diye eklediklerim, dost diye bildiklerim, meslektaş diye selam verdiklerim… Hepsi aynı anda sustu. Hepsi aynı anda kör, sağır, dilsiz oldu. Ama ben susmam. Ben yazmaya devam ederim. Benim sesim, onların sessizliğini boğar. Hoşça kalın. Yukarıdaki sayfamı kapattım, yeni sayfam burada: facebook.com/umit.yesildag.921 İstekler kabul edilir, ama şartlar var!.. Beklerim.
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2025 -Pazartesi

Bu hikâyeyi mutlaka okuyun, çünkü dünyada benzeri yoktur!..

Beni nasıl zıvanadan çıkardılar, bunun hikayesini yazdım!..
Bizim işimiz sosyal medyalarda olduğu için bu konu çok önemli!

5000 kişiyi nasıl örgütlediniz la, nasıl?
Soruyorum size: 5000 tane insanı, aynı anda susmak için, aynı anda yaptıklarımızı görmezden gelmeleri için, aynı anda "görmedim, duymadım, bilmiyorum" tribine sokmak için hangi akıl, hangi güç lazımdır?
Düşünün, lütfen düşünün!..

AMELE VE ÇULSUZLARIN SOSYAL MEDYASI

Amelelerin, çulsuzların, siyasetten nemalananların, köşe başlarını tutmuş asalakların sosyal medyası işte…
Benim Facebook sayfamı düşünün: Ağzına kadar dolu!
Tam 5000 sözüm ona arkadaş.
Ama arkadaş dedikleri de ne arkadaş!
Yılan mı, köstebek mi, kukla mı, ajan mı belli değil.

Önceki hesabım kapandığından yeni bir profil açtım.
Zaten bizim sayfaların başına gelmeyen kalmadı.
250 bin takipçili ege7gün sayfamızı ele geçirip porno mu yayınlamadılar?
Daha ne rezillikler yaptılar!

Ama işte yine direndim, yine ayağa kalktım.
Dedim ki: “Yeni bir sayfa, yeni bir nefes, yeni bir yolculuk.”
Ama meğer yolculuk değilmiş, resmen pusuymuş!..

BİR YILIN BÜYÜK SESSİZLİĞİ

Yaklaşık 1,5 yıl önce açtım yeni hesabı.
Tanıdık tanımadık çoğunu ben ekledim.
“Zaten tanıyorlar, bilirler” dedim.
Ettiler de kabul…
Kabul edenlerin çoğu da AKP’li tayfa!
Bak burası da ironinin daniskası.

Bir yıl boyunca efendi efendi paylaşımlarımı yaptım.
Haberler, makaleler, canlı yayınlar…
Objektif gazeteciliğimi herkes bilir.
Bazen öfkeye kapılır, bazen birilerine yüklenirim; ama özümde tarafsızım.
Benim yayıncılığım, benim kalemim bellidir.

Peki sonuç ne?
Koskoca bir yıl boyunca on binlerce paylaşım yaptım.
Ama karşılığı ne oldu dersiniz?
Bir iki beğeni… o da nadiren!
Yorum? O da yok denecek kadar az!..

5000 kişi var, ama sanki bir kişi bile yok!
Koca bir mezarlık sessizliği.

FOTOĞRAF BAHANE, PUSU ŞAHANE

Sonra bir gün…
Mayıs başı gibi…
Sn. Özlem Çerçioğlu ile ilk kez makamında görüştüm.
Fotoğraf çektirdik.
Paylaştım.

Ne oldu biliyor musunuz?
Birden sayfaya akın başladı!
Arkadaşlık istekleri yağmaya başladı!
“Herhalde Çerçioğlu’nun hayranları gördü, geldi” diye düşündüm.
Sevindim saf saf.
Dedim ki: “Demek ki doğru yoldayız.”

Ama nerdeee!..
O günden sonra bırakın artmayı, önceden olan tek tük etkileşim bile yok oldu.
Resmen tabut kapağı çakılmış gibi bir sessizlik oldu sayfamda!..

5000 kişi var ama beğeni yok, etkileşim yok, yorum yok, tepki yok!
Yemin ederim aylarca tek bir etkileşim dahi gelmedi.
Bir tane bile!

5000 KİŞİ AMA 1 KİŞİ YOK

Arkadaşlarıma WhatsApp’tan yazıp rica etmeye başladım:
“Lan bir beğenin bari!” dedim.
Ama yok…
Onlar bile!..
İnatla beğenmediler.
İnatla görmezden geldiler.

Ben de haliyle çıldırdım.
Dedim: “Böyle şey dünya üzerinde var mı?”
Gazetecisin, haber üretiyorsun, makale yazıyorsun, canlı yayın yapıyorsun,
Hem de en kaliteli, en günceli, en kralından...
ama karşında koca bir ölüler ordusu!..
Sıfır etkileşim!..

Bu işin tek bir izahı olabilir.
Demek ki hakkımda inanılmaz dedikodular dönüyor.
İftiralar uçuşuyor.
Bütün Aydın’a yayılmış bir karalama kampanyası var.

Peki bunu kim yapabilir?
Siyasi partiler… CHP, MHP, AKP…
STK’lar… Sivil toplum görünümlü çıkar mafyaları.
Ve onların yancıları.

GERÇEKTE OLAN

Kısacası bütün Aydın'ı şahsıma karşı örgütlemişler!
5000 kişilik sessizlik ordusu yaratmışlar.
Kendi sayfamda bile yalnız bırakılmışım.
Evet, bu modern bir linçtir.
Bu mobbing’in sosyal medya versiyonudur.
Ve bana yapılanın dünyada bir başka örneği yoktur!

ALLAHIN SOPASI YOK MU?

Ama unutmasınlar!
Allah’ın sopası yoktur,
ama vardır bir planı!..

Aydın’da şöyle bir 8.0’lık deprem beklentim var.
En kötü seller gider Aydın'da!..
Yer gök sarsıldığında, o dedikodular, o iftiralar, o maskeler yerle bir olacak.
Kimin ne olduğu ortaya çıkacak.

SON SÖZ

5000 kişi var, ama aslında bir kişi bile yok!
Arkadaş diye eklediklerim, dost diye bildiklerim, meslektaş diye selam verdiklerim…
Hepsi aynı anda sustu.
Hepsi aynı anda kör, sağır, dilsiz oldu.

Ama ben susmam.
Ben yazmaya devam ederim.
Benim sesim, onların sessizliğini boğar.

Hoşça kalın.
Yukarıdaki sayfamı kapattım, yeni sayfam burada:
facebook.com/umit.yesildag.921

İstekler kabul edilir, ama şartlar var!..
Beklerim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.