Enflasyon en az yüzde yüz, neyin yüzde on zammı kardeşim?.. İktidar partisi resmen yürek yemiş olmalı! Toplumu ayaklandırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar, hem de gözümüzün içine baka baka! Ama buradan açık açık söyleyeyim; millet de artık yürek yedi, hem de acılı soslusundan!.. Aylardır, yıllardır sokaklarda bir tek iktidar mensubu görmüyoruz. Bir AKP’li milletvekili, ya da bir il başkanı halkın arasına karışabiliyor mu? Hadi bir tane gösterin bana! Ben en son Efeler İlçe Başkanı Kendirlioğlu’nu görmüştüm; o da geçen yıl, yanlışlıkla Adnan Menderes Bulvarı’ndan geçmişti, belli ki yolu şaşırmıştı! MARKETLERİN KAPI GİRİŞİ: CÜZDAN TEST ALANI Marketlerde fiyatlar uçmuş da gitmiş. Etiketler artık uzaydan bile görülüyor! Bazı ürünlerde fiyat farkı yüzde elliden başlıyor, yüzde iki yüze kadar gidiyor. Eskiden etiket okuyup kıyaslardık, şimdi etiket okurken kalp ritmimiz bozuluyor. Değişmeyen tek şey ekmek fiyatı gibi görünüyor. Neden mi? Çünkü devlet un fiyatlarını da sübvanse ediyormuş. Yani o ipi bıraksa, bugün ekmek 30 liradan aşağı olmaz. Buna da “sosyal devlet” diyorlar ya, ne diyeyim, Allah selamet versin! EMEKLİYE ZAM DEĞİL, ZULÜM Gelelim emekliye... %10 zam kesinleşmiş diyorlar. Bak hele şu müjdeye! Yani ülkenin en kırılgan kesimine bir sadaka daha... Kasım, aralık var, hesap yapıyorlarmış, taş çatlasa %15 olacakmış... Refah payını soranlara ise cevap net: “Refah mı o da ne?” Yahu, enflasyon en az %100! Yani cebinden yüz lira çıkanın karşılığı artık elli değil, otuz bile değil! Emekli pazara çıkarken dua değil, manifesto okuyacak hale geldi. Sebze fiyatı duyunca “Allahu ekber!” diye refleks gösteriyor millet. EKONOMİ ÇÖKTÜ, YÜZDE 100 YALAN ARTIŞTA Ekonomi dedikleri şey artık sadece televizyon ekranlarında yaşatılıyor. Gerçek hayatta ekonomi falan kalmadı. Ne üretim var, ne umut. Ama savunma sanayi uçuyormuş, maşallah. Uçuyor da biz niye yerlerde sürünüyoruz? Ortadoğu ülkesi olduk, ama petrol yok; sadece pahalılık var. Yatırım desen yok, ithalat tavan, ihracat düşüşte... Ama sarayda bardakların altına hâlâ altın tabaklar seriliyor, merak etmeyin. ŞATAFAT DİNMEZ, MİLLETİN SİNİRİ SÖNMEZ Lüks arabalar, şatafatlı davetler, 7 yıldızlı toplantılar... Biri çıkıp da “Yahu biraz tasarruf edin!” diyemiyor. Niye? Çünkü “tasarruf” kelimesi iktidarın sözlüğünde “vatandaşın kısmaya mecbur olduğu şey” olarak geçiyor! Millet soğana, patatese, peynire hasret. Ama her hafta bir “açılış” var, her gün bir “yardım tırı” başka ülkeye gidiyor. Sormak lazım: O yardımı biraz da bu millete ulaştırsanız, ne olur ey iktidar mensupları?.. GAZZE’YE 100 BİN TON YARDIM, TÜRK HALKINA SIFIR UMUT Gazze’ye 100 bin ton yardım göndermişler. Allah razı olsun, mazluma el uzatmak güzel ama... Türk halkı da mazlum değil mi artık? Aç kalan, borçla yaşayan, kredi kartıyla nefes alan bu milletin suçu ne? Evinde doğalgaz açamayan vatandaşa neden aynı merhamet gösterilmiyor? İnsan önce kendi evini ısıtır, sonra komşusuna çay götürür. Ama bizde tam tersi, ev buz gibi, ama dışarıya nar gibi kaynayan tencere gösteriliyor! TÜRK MİLLETİYLE DERDİNİZ NE? Sığınmacılar ayrı bela... Suriyelisi, Afganı, Pakistanlısı, İranlısı... Her biri “kardeş” olmuş, ama Türk vatandaşı kardeş sayılmıyor. Biz ikinci sınıf vatandaş olduk kendi ülkemizde! Nedir bu Arap sevdası? Nedir bu Abdullah Öcalan düşkünlüğü? Hayırdır kardeşim, Türkle derdiniz ne? Ne zaman bu milletin tarafında olacaksınız? Bu millet sabretti, sustu, bekledi. Ama unutmayın; sabır bir gün taşar, ses bir gün yankı olur. O gün geldiğinde ne lüks arabalar, ne saraylar, ne PR ajansları kurtarır kimseyi. Bu milletin yüreği var, hem de sizin hiç alışık olmadığınız kadar kocaman bir yürek! Artık korkmuyor, sadece soruyor: Hayırdır kardeşim? BİR YETKİLİ BULABILSEM SORULARIM HAZIR: AMA YOK, ONLAR ANCA KELAYNAK KUŞLARI GİBİ PROTOKOLLERDE GRUP HALİNDE GEZERLER!.. HOJGELDİN, BEJGİTTİN BEYAA!.   Enflasyonun gerçekte yüzde 100’ün üzerinde seyrettiğini hepimiz biliyoruz. Buna rağmen emekliye yüzde 10–15 zam planlamak hangi ekonomik akılla açıklanabilir? TÜİK’in rakamlarıyla market raflarındaki fiyatlar arasında uçurum var. Halk hangi rakama inansın? Emekliler ay sonunu getiremiyor. Sizce bugün 16 bin lira maaş alan bir emekli insanca yaşayabiliyor mu? Hükümetin enflasyonla mücadele politikası neden sadece vatandaşa “sabır” telkininden ibaret? Sığınmacılara yapılan milyarlarca liralık yardımların kaynağı nedir? Türk vatandaşlarının refah payı neden sürekli öteleniyor? Sadece Gazze’ye 100 bin ton yardım gönderildiği söyleniyor. Peki kendi vatandaşına ayrılan yardım miktarı nedir? Son 5 yılda Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıkların temsil ve ağırlama giderleri kaç kat arttı? Tasarruf tedbirlerinden bahsediyorsunuz ama makam araçlarının, sarayların ve lüks konvoyların sayısı neden her geçen gün artıyor? Emeklilere “sabredin” diyorsunuz. Peki halk ne zamana kadar sabredecek? Açlığa mı sabır isteniyor? Devlet memurları, öğretmenler, sağlık çalışanları yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu tabloya rağmen hâlâ “ekonomimiz iyi” demeye devam edecek misiniz? Bu ülkede bir kilo et 750 lirayken, 5 litre yağ 500 lirayken, hangi akla göre “enflasyon düşüyor” denebilir? Refah payı uygulamasını neden kalıcı hale getirmiyorsunuz? Bu ülkenin emeklisi sadaka değil, hakkını istiyor. Türkiye’de yaşayan sığınmacı sayısı net olarak kaç? Bunlara yapılan sosyal yardımların toplam maliyeti ne kadar? Ekonomi politikalarınız halkın cebini değil, belli zümrelerin kasasını doldurmuyor mu? Sizce bugün halk mı devlete hizmet ediyor, yoksa devlet mi halka?