Evet, bu memleketin en çok konuşulan, en çok tartışılan, en çok suistimal edilen iki kelimesi. Belediye meclislerini takip edenler bilir. Hatta ilçe belediye meclisi toplantılarını da. O toplantılarda en çok duyulan cümle şudur: İmar planı! Ama işin garip yanı, bu planların millete göre değil, kendilerine göre yapılmasıdır. PLAN VAR, AMA HALK YOK Hep planlarlar. Ama hep kendileri için planlarlar. Bir avuç rant çevresi için. Bir grup çıkarcı için. Bir ellerinin altında büyüttükleri şirketler için. Millet için plan yapan yoktur. Yapmayı düşüneni de aforoz ederler. Çünkü bu düzende halk yoktur, sadece koltuk vardır. SİYASETİN EN BÜYÜK YALANI Siyasetçiler her seçim döneminde ne der? “Millet için çalışacağız.” Ama meclis salonuna girince ilk duyduğumuz şey nedir? “İmar planı…” Gerisi yalandan ibarettir. Yol sözü verirler, su sözü verirler, park sözü verirler… Ama perde arkasında sadece yeni parsellerin, yeni binaların, yeni rant kapılarının planını yaparlar. DEVLETİN MALI DENİZ Bu ülkede siyaset öyle bir noktaya gelmiştir ki, herkes aynı atasözüyle hareket eder: “Devletin malı deniz, yemeyen keriz.” İşte imar planları da bu anlayışın en somut hali. Kimi arsa değerlenir, kimi bir gecede zenginleşir, kimi ihale kapar. Ama halk? Halkı düşünen kim ola ki? Kendi topraklarında misafir gibi yaşamaya mahkûm edilir. İMAR MAFYASI DİYE BİR GERÇEK VAR Bir de imar mafyası vardır. Eli kanlı. Beli tabancalı. Kimi zaman gece yarısı ortaya çıkar, kimi zaman kravat takıp ihale masasına oturur. Ama özünde hep aynıdır: Zengin siyasetçilere ve işadamlarına hizmet eder. Bir yerde para ve güç varsa, orada mutlaka bir mafia vardır. Ve bu mafia, imar planlarının görünmeyen eli, rant çarkının en kirli dişlisidir. İroniye bakın ki, millet artık şöyle dua ediyor: “Allah herkese mafianın da hayırlısını versin. Yeter ki Atatürkçü mafia olsun, biz buna da razıyız.” İşte işin geldiği trajikomik nokta budur. HALKIN UMUDU NASIL TÜKENİYOR Böyle bir siyasi yapı içinde insanlar ömür tüketiyor. Gençler gelecek planı yapamıyor. Vatandaş ev hayali kuramıyor. Ama meclis salonlarında herkes kendi geleceğini planlıyor. Kendi evini, kendi arsasını, kendi imar rantını. Milletin umudu eriyor, siyasetin umursamazlığı büyüyor. SON SÖZ İmar planı dedikleri şey, bu ülkede bir çıkar planıdır. Gerçek anlamda şehir planlaması, halk için proje üretmek, yaşamı kolaylaştırmak değil… Cebini doldurmak, çevresini kayırmak, muhalefeti susturmak demektir. Ve işin en acı tarafı, buna alışmış olmamızdır.