Basın kartının saltanatı bitti. Artık sahnede teknik insanlar var. Ve o sahnede mikrofonu kimse cırcırböceklerine uzatmıyor. Basın kartıymış… Geçti o işlerin pazarı, sür eşeği tekniğe! Artık kimsenin basın kartına değil, Photoshop lisansına, kod bilgisine, SEO stratejisine ihtiyacı var. Gazetecilik dedikleri, bir zamanlar kalemle yazılan bir marş gibiydi. Şimdi o marş, klavye kısayollarıyla, yapay zekâ eklentileriyle, CMS panellerinde çalınıyor. Bir zamanlar gazetenin orta sayfasında adını gören adam, şimdi sosyal medyada “link tıklanmadı mı” diye sabaha kadar istatistik kovalıyor. TEKNİK İNSANLARA MUHTAÇ CIRCIRBÖCEKLERİ Oldum olası teknik insanlara muhtaçtınız ey basın kartı sahibi Cırcırböceği Muhlisler! Bir grafikerin, bir web tasarımcının, bir yazılımcının önünde iki büklüm olmuş halinizi hepimiz çok gördük. O zamanlar “abi şuraya bir logo koyar mısın” diyordunuz. Şimdi “abi benim kariyerimi kurtarır mısın” noktasına geldiniz. Gazeteci dediğin bir zamanlar haberi yakalardı, şimdi Wi-Fi’yi yakalayamıyor. Basın bülteni değil, PDF dosyasını açmayı bilmiyor. Ama hâlâ cebinde sararmış bir kart taşıyor, üstünde yazıyor: “Basın”. O kart, bir zamanlar kapıları açardı. Artık o kartı turnikeye soksan bile, sistem “erişim reddedildi” diyor. YAĞMURLU HAVADA SU VERMEYİN! Ben olsam, grafikerlerin, web tasarımcıların ve yazılımcıların yerinde… Bu basın kartı sahibi cırcırböceklerine yağmurlu havada su bile vermem! Zira bu tayfa, güneşli günde caka satıp, yağmur bastırınca sığınacak çatı arar. Bir yandan “biz gazeteciyiz” diye böbürlenir, diğer yandan “şu banner’ı niye açamıyorum” diye ağlar. Teknoloji çağı geldiğinde herkes konumunu belli etti: Kimisi “haber” üretmeye, kimisi veri üretmeye başladı. Ve kazanan belli oldu: Kod bilen, piksel ayarlayan, sunucuya bağlanan insan! CEMİYETLERİN KIŞLIK SIĞINAĞI Şu anki tek sığınakları, o eski tozlu cemiyetler. Hani duvarında sararmış Atatürk portresiyle birlikte “Basın Bayramı kutlu olsun” yazısı asılı duran odalar. Orada hâlâ birileri oturuyor. Elinde çay bardağı, ağzında şu cümle: “Biz bu mesleğe gönül verdik.” Gönül vermişsiniz ama Google Analytics’i öğrenmeye gönlünüz yok. Mesleğe aşkla bağlısınız ama e-postayı spam klasöründen çıkaramıyorsunuz. Basın kartı var, ama link kısaltıcı yok. İmaj büyük, içerik küçük. YENİ DEVRİN KARTI: KOD BLOĞU Yeni çağda kartlar değişti artık. Basın kartı değil, portföy linki geçiyor. “Ben gazeteciyim” diyen değil, “ben optimize ederim” diyen kazanıyor. Sahne değişti, ışık değişti, hatta izleyici bile değişti. Artık herkes kendi haberinin muhabiri. Kısacası… O basın kartını müsait bir yerine sokun. Sonra bir not alın: Dönem, dijital zanaatkârların dönemi. Ve bu sahnede cırcırböcekleri değil, klavye ustaları alkışlanıyor.