Aydın siyasetinde verilen tavizler, değişen manevralar ve görünen tablonun arkasındaki kalıcı ruh… Hani Yeşilçam’ın o unutulmaz repliği vardır: Bedenimi satın alabilirsin ama ruhumu asla! İşte bugün Aydın siyasetini anlatmak için bundan daha güçlü bir cümle bulunamaz. Çünkü burada ne kadar manevra yapılırsa yapılsın, ne kadar taviz verilirse verilsin, karakter, vicdan ve yürekler asla satın alınamaz. Konjüktür gereği ve akıl, siyasi hesapların ve baskıların ötesinde bambaşka bir yerde durur. ÖZLEM ÇERÇİOĞLU’NUN RUHUNA DOKUNAMAZLAR Bugün Özlem Çerçioğlu’nun bulunduğu siyasi pozisyon geçici bir manevradır. Bir zorunluluk, bir strateji, belki de taktiksel bir hamledir. Ama kimse onun ruhunu, kimliğini, karakterini değiştiremez. O çağdaş, demokrat, laik, Atatürkçü bir Cumhuriyet kadınıdır. Bugün başka bir yapının içinde olabilir. Yarın yeniden ait olduğu yerde, kendi çizgisinde dimdik duracaktır. Bundan kuşku duyan, ya Aydın’ı hiç tanımıyordur ya da siyasetin sahne arkasını görmüyordur. AK PARTİ’DEKİ MECBURİYET İronik olan şu: Aydın’da siyaset yapan Ak Partililerin çoğu aslında aynı kafadadır. Belki bir-iki istisna bulunur, ama ezici çoğunluğu Atatürkçü ve demokrat insanlardır. Fakat onlar da mecburiyetin içinde kıvranmaktadır. Koltuklarını kaybetmemek için, Cumhurbaşkanı’nın ve partinin talimatlarına boyun eğmektedirler. Kalpten bağlandıkları için değil, siyasi akılları böyle gerektirdiği için. Yani onlar da ruhlarını değil, yalnızca bedenlerini teslim etmiş durumdalar. BEDENLER TESLİM, RUHLAR HAPİSTE Bugün Aydın siyasetinde görünen tablo aslında bir tiyatro sahnesinden farksızdır. Kiminin eli bağlıdır. Kiminin dili suskundur. Kiminin kalemi kırılmıştır. Ama herkesin içinde başka bir gerçek vardır: Ruhlar özgürdür, yalnızca bedenler esaretin mahkûmudur. İşte bu yüzden hiçbir siyasi baskı sonsuza dek sürmez. Çünkü gün gelir, maskeler düşer, roller biter ve perde kapanır. ZOR SORU: NE ZAMAN? Asıl merak edilen ise şu: Bu sahnenin son perdesi ne zaman oynanacak? Çerçioğlu’nun ve onun gibi düşünenlerin ait oldukları yere dönecekleri gün ne zaman gelecek? Belki yarın. Belki birkaç yıl sonra. Ama kesin olan bir şey var: Beden üzerinden kurulan siyasi alışverişler, ruhun özgürlüğünü asla satın alamaz. AYDIN SİYASETİNİN GERÇEĞİ Bugün kimin hangi partiye geçtiğinin, kimin hangi makamda olduğunun önemi kalmamıştır. Asıl mesele, hangi ruha sahip olunduğudur. Çünkü bedenler geçicidir. Makamlar gelip geçer. Ama ruh, fikriyat ve duruş kalıcıdır. Ve işte Aydın ve hatta ülke siyasetinin kaderini belirleyecek olan da tam olarak budur.