Heeey size diyorum size!.. Tanınmış ve ünlü bir siyasetçiyi yanlarında gördüklerinde 1 küçük altın için, kafalarına atılan çay için, sakız koyunu için, çorba için, makarna için, avanta için, menfaat elde etmek için organizmaya dönüşen insanlar, Memleket batmış, hiçbir tepki yok bir de hala yalakalık yapıyorsunuz!.. Bunu bari artık yapmayın, vazgeçin gelen siyasetçileri sopayla kovalamanız gerekmiyor mu? Bu memleketin bu hale gelmesinin sebebi sizlersiniz, siyasetçiler değildir aslında. Ünlü siyasetçilerin  sadece oy için sizin yanınızda, cemiyetinizde, odanızda, hanenizde olduğunu bilmiyor musunuz? Veya ne bileyim, bunları gördüğünüzde ağzınız kulaklarınızda olduğuna göre nasıl böyle bir ruh haline bürünüyorsunuz çok merak ediyorum. Organizma kelimesinin anlamını aramayın ben aradım buldum bakın aşağıya da yazdım: Organ : Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş. Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv. Uzviyet : Organizma. Varlık : Önemli, yararlı, değerli şey. Var olan her şey. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. Var olma durumu, mevcudiyet. Ömür, hayat. Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey. Herhangi : Belli olmayan, özellikleri iyice bilinmeyen, rastgele. Bir : Aynı, benzer. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Eş, aynı, bir boyda. Ancak, yalnız. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Sayıların ilki. Bu sayı kadar olan. Tek. Bir kez. Sadece. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Beraber. Diğer dillerde Organizma anlamı nedir? İngilizce'de Organizma ne demek? : n. organism, the system, organization Fransızca'da Organizma : organisme [le] Almanca'da Organizma : n. Lebewesen, Organismus Rusça'da Organizma : n. организм (M)   Fakat bunu farklı şekillerde değerlendirenler de var, mesela organizma kelimesi için "yavşak"tan daha küçük anlamında olduğunu iddia ediyorlar. Yukarıda sözlük anlamında ise, belirsiz, özellikleri bilinmeyen, rastgele olarak da tanımlanmış. Örnek: Geçtiğimiz günlerde Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay, Meclis toplantısında bir gazeteciye "organizma" demişti. Neyse konumuza dönelim, kurufasulye ve zeytinyağı fiyatlarından haberiniz var değil mi? Araştırın bakalım, Dönelim konumuza, haydi döndük; İnsanlar neden ünlü bir siyasetçiyi yanında gördüğünde organizmaya dönüşür ve siyasetçiler bunu da dibine kadar kullanırlar. İşte şöhretli siyasetçiler bunun çok iyi farkında olmakla birlikte, bir yere gittiklerinde vatandaşlar kendilerinden nefret etse de, sevmese de büyük saygı ve ilgi göreceklerinden emin olarak giderler ve zaten böyle olur, böyle olacaktır. Gerçi vatandaşların çoğu an itibariyle bunları iyi karşılaşasa da oy vermezler, fakat olması gereken ünlü siyasetçiyi yanımızda gördüğümüzde fazla samimi olmamak, uzak durmak, hatta geldiğine pişman etmektir. Bunu yapın biraz da, hep yalakalık yapmayın. Bir küçük altın için bu kadar eğilmeyin, büzülmeyin Hatta ünlü siyasetçiyi gördüğünüzde kaçın, arkanızı sağlama alıp kaçın!.. Yahu kardeşim ünlü gazeteciyi gördüğünüzde veya yanınızda olduğunda ne yapıyorsunuz, seviniyor musunuz? Hayır değil mi? Çünkü gazeteciden menfaatiniz yok, sosyal medyalar var artık!.. İçininizden belki de küfür ediyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Devlet Başkanı gibi şahsiyetler dışında, hiç kimse bir siyasetçiye bu kadar ilgi göstermez, kıçını kaldırmaz. Yanlış yapıyorsunuz Anladınız siz onu Mottoları Yıkalım, yanınızda cemiyetinizde olan siyasetçilerden uzak duralım, sevinmeyelim, gelip-geçicidir, oy için oradadır, biliyorsunuz yakında seçim var. Biz mi, biz ne ünlüler gördük  Aydın'daki ünlüler bize kuru fasulye gibi kalır Hava yani benim için!.. Yapmayın artık Nokta SOSYAL MEDYALARDAN ÖNCE VE SONRA SİYASETÇİLER Sosyal medyalar ve akıllı telefonlardan sonra gazetecilerle fazla işi kalmayan siyasetçiler, ünlü olduktan sonra kendileriyle röportaj yapmak isteyen medyalardan neredeyse para isteyecek. ...ve eminim bir miktar para karşılığında rahatlıkla her gazeteciyle röportaj yaparlar, çünkü kendilerini raiting malzemesi olarak görüyorlar ve sadece kendi sosyal medyalarını kullanıyorlar. Oysa sosyal medyalar ve akıllı telefonlardan önce evimizden gelip alırlar, evimize kadar kendi araçlarıyla bırakırlardı. Araçlarıyla almak ne ki: Alemlere bile götürürlerdi, içki masaları, meyve sebze vs. karpuz... Şimdi artık açız yahu vallahi açız!.. Yok mu bizi Kuşadası'nda rakı-balığa götürecek siyasetçi!.. Durum bu hale geldi. Ben olsam gazetecilerin yerinde sosyal medyalarla ve basın bültenleriyle işi götüreceğini zanneden siyasetçilerin bir tane bile haberini yayınlamam, biz zaten mümkün olduğunca yayınlamıyoruz. Yayınlasak ta Google amca bunları pek önemsemiyor, çünkü bu basın bültenleri bir sürü medyada aynı başlıkla yayınlanıyor, başlığını bile değiştirmezler, kimse uğraşmaz fazla. Yok, yok olmaz, böyle olmaz ben size söyleyeyim!.. Kim ki özel röportaj verir, özel haberler yaptırır, başka şeyler de var, onları söylememeyim, ama çok var, onlar bir adım öne geçer!.. Sosyal medyalarla ve basın bültenleriyle, reklamlarla fazla birşey elde edemezsiniz! Bunun örneklerini geçtiğimiz seçimlerde yaşadık Bazıları da çok akıllı, gönderdikleri basın bültenlerinde başlık olmuyor, başlıksız yolluyorlar. İstiyorlar ki, her medya farklı başlık atsın ve Google'da önemsensin!.. Tabi tabii, bunları sadece siz biliyorsunuz, gazeteciler sanki bilmiyor ve kendi aralarında anlaşıp, sanki aynı başlığı atacaklar!.. Yaparlar merak etmeyin, para için onu da yaparlar!.. Siyasetçiler bize yedirmiyor diye bu köşe yazısını yazdım zaten Halbuki birazcık bizi de görseler, avanta filan verseler, para verip, çeşitli ayrıcalıklar sağlasalar... Küçük altın, maaş, hediye, zart-zurt verseler Kim yazar ki böyle bir köşe yazısını (Ha ha, yukarıda sizin yapacağınız eleştiriyi kendim yazdım) Tabi, tabi, öyledir bu işler!.. Kim ki yarın biri bize para verir, ayrıcalık sağlar en kral köşe yazını yazar hergün haberini yayınlarız!..   Tabi!..