Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

Kerpiç evlerin sessiz hikmeti: Bir zamanlar Trakya

Ne doğalgaz vardı ne klima… Ama yine de üşümez, bunalmaz, yorulmazdınız. Çünkü kerpiç evler sadece bir barınak değil, adeta insanla dost olan canlı varlıklardı. Trakya’nın köylerinde bir zamanlar hayat, toprakla kurulmuş bu evlerin sıcaklığında akardı. TOPRAKTAN DOĞAN EVLER Kerpiç… Bir yapı malzemesinden çok daha fazlasıydı. Su, saman ve toprağın yoğrulup güneşin altında kurutulmasıyla oluşan bu mütevazı bloklar, yüzyıllarca Anadolu'nun dört bir yanında insanlara yuva oldu. Ama Trakya’nın köylerinde kerpiç evler başka türlü yaşardı. Onlar, sadece içinde oturulan yapılar değil; mevsimi, insanı ve ruhu tanıyan evlerdi. YAZIN SERİN, KIŞIN SICAK: KERPİÇİN MUCİZESİ Bugün dört duvar arasına klima koymak zorundayız çünkü beton sıcağı da soğuğu da içeri geçirir. Oysa kerpiç evde yazın klimaya gerek kalmazdı. Kalın kerpiç duvarlar sıcağı dışarıda bırakır, evi doğal bir serinliğe bürürdü. Kış geldiğinde ise tek bir maşina soba, birkaç odunla evi ısıtmaya yeterdi. Üstelik o sıcaklık, saatlerce, hatta gün boyu sürerdi. Ne termostatla uğraşmak gerekirdi ne elektrik faturasını düşünmek. MAŞİNA: EVİN GÖNLÜNÜ ISITAN KALP “Maşina” denen o çok işlevli soba, kerpiç evin kalbiydi. Hem evi ısıtır, hem yemeği pişirir, hem de çaydanlığı hep sıcak tutardı. Sobanın üstü her zaman doluydu: Bir yanda demli çay, diğer yanda yavaş yavaş pişen yemek… Fırın gözünde bazen peynirli börek, bazen kabak tatlısı… Sobanın çıtırtısı bir tür ninni gibiydi. İnsan, bu sıcaklıkla sadece bedenini değil, ruhunu da ısıtırdı. PAMUK YORGANIN ALTINDA 2 SAATLİK UYKU Kerpiç evin odalarındaki yataklar, döşekler, yorganlar… Hepsi pamukla doldurulmuş olurdu. Sabah gün ışığıyla değil, horoz sesiyle uyanırdınız. Bazen sadece 1-2 saatlik uyku bile insanı dinç ve zinde hale getirirdi. Çünkü o ev, insanla uyum içinde yaşardı. Duvarlar nem çekmezdi, yatak serin ya da soğuk olmazdı, yastık yumuşak ama boyun dostuydu. Kerpiç evin yatağına girince bir huzur sarardı insanı; ne stres kalırdı ne dert. EVLE DOST OLMAK Modern yapılarda insan evine yabancıdır çoğu zaman. Beton duvarlar konuşmaz, hissedemez. Ama kerpiç ev başka bir şeydi: Sanki size küsmemek için dikkatli davranmanız gerekirdi. Kapıyı sert kapatmazdınız. Duvarına sırtınızı yasladığınızda sanki sizi dinlerdi. Yağmur yağınca toprak kokusunu duyardınız, kış bastırınca ev size sımsıkı sarılırdı. TEKNOLOJİ GELDİ, HUZUR GİTTİ Bugün yerden ısıtmalı evlerde bile üşüyoruz. Çünkü ısınmak başka, ısıtılmak başka… Geceleri uykusuzluk sorunu yaşayanlar kerpiç evde bir gece geçirse belki şifa bulur. Çünkü o evler sadece bedeninizi değil, zihninizi de dinlendirirdi. Ve belki de en önemlisi şu: Kerpiç evlerde hayat yavaş akardı. Çamaşır bir günde kururdu ama acele edilmezdi. Ekmek hemen kabarmazdı ama sabırla beklenirdi. O evler size yaşamayı değil, beklemeyi öğretirdi. Bugünün kaybettiği en değerli meziyet belki de bu: sabır ve sadelik. SON SÖZ: UNUTULAN EVLER, UNUTULAN HAYATLAR Kerpiç evler artık birer nostalji. Şehirleşme, betonlaşma, hız… Hepsi bu evleri silip süpürdü. Ama hafızamızda hâlâ sıcacık bir soba çıtırtısı, pamuk yorgan altındaki bir kış gecesi, maşinada demlenen çayın kokusu var. Ve şunu unutmayın: Yaşamayan bilmez. O evlerin sessizliğini, sobanın huzurunu, pamuk yorganın içini... Sadece orada bir gece geçirmiş olanlar anlar, sadece o evde sabah uyananlar tarif edebilir. Geri kalanlar içinse hepsi bir masal gibi… ama gerçekti. Belki yeniden kerpiçten evler yapamayız ama o evlerdeki hayatı biraz olsun anımsamak bile, bugünkü telaşımıza bir “dur” demek için yeterli olabilir. Çünkü kerpiç evin içinde sadece insanlar değil; huzur da yaşardı.
Ekleme Tarihi: 13 June 2025 - Friday

Kerpiç evlerin sessiz hikmeti: Bir zamanlar Trakya

Ne doğalgaz vardı ne klima… Ama yine de üşümez, bunalmaz, yorulmazdınız. Çünkü kerpiç evler sadece bir barınak değil, adeta insanla dost olan canlı varlıklardı. Trakya’nın köylerinde bir zamanlar hayat, toprakla kurulmuş bu evlerin sıcaklığında akardı.

TOPRAKTAN DOĞAN EVLER
Kerpiç… Bir yapı malzemesinden çok daha fazlasıydı. Su, saman ve toprağın yoğrulup güneşin altında kurutulmasıyla oluşan bu mütevazı bloklar, yüzyıllarca Anadolu'nun dört bir yanında insanlara yuva oldu. Ama Trakya’nın köylerinde kerpiç evler başka türlü yaşardı. Onlar, sadece içinde oturulan yapılar değil; mevsimi, insanı ve ruhu tanıyan evlerdi.

YAZIN SERİN, KIŞIN SICAK: KERPİÇİN MUCİZESİ
Bugün dört duvar arasına klima koymak zorundayız çünkü beton sıcağı da soğuğu da içeri geçirir. Oysa kerpiç evde yazın klimaya gerek kalmazdı. Kalın kerpiç duvarlar sıcağı dışarıda bırakır, evi doğal bir serinliğe bürürdü. Kış geldiğinde ise tek bir maşina soba, birkaç odunla evi ısıtmaya yeterdi. Üstelik o sıcaklık, saatlerce, hatta gün boyu sürerdi. Ne termostatla uğraşmak gerekirdi ne elektrik faturasını düşünmek.

MAŞİNA: EVİN GÖNLÜNÜ ISITAN KALP
“Maşina” denen o çok işlevli soba, kerpiç evin kalbiydi. Hem evi ısıtır, hem yemeği pişirir, hem de çaydanlığı hep sıcak tutardı. Sobanın üstü her zaman doluydu: Bir yanda demli çay, diğer yanda yavaş yavaş pişen yemek… Fırın gözünde bazen peynirli börek, bazen kabak tatlısı… Sobanın çıtırtısı bir tür ninni gibiydi. İnsan, bu sıcaklıkla sadece bedenini değil, ruhunu da ısıtırdı.

PAMUK YORGANIN ALTINDA 2 SAATLİK UYKU
Kerpiç evin odalarındaki yataklar, döşekler, yorganlar… Hepsi pamukla doldurulmuş olurdu. Sabah gün ışığıyla değil, horoz sesiyle uyanırdınız. Bazen sadece 1-2 saatlik uyku bile insanı dinç ve zinde hale getirirdi. Çünkü o ev, insanla uyum içinde yaşardı. Duvarlar nem çekmezdi, yatak serin ya da soğuk olmazdı, yastık yumuşak ama boyun dostuydu. Kerpiç evin yatağına girince bir huzur sarardı insanı; ne stres kalırdı ne dert.

EVLE DOST OLMAK
Modern yapılarda insan evine yabancıdır çoğu zaman. Beton duvarlar konuşmaz, hissedemez. Ama kerpiç ev başka bir şeydi: Sanki size küsmemek için dikkatli davranmanız gerekirdi. Kapıyı sert kapatmazdınız. Duvarına sırtınızı yasladığınızda sanki sizi dinlerdi. Yağmur yağınca toprak kokusunu duyardınız, kış bastırınca ev size sımsıkı sarılırdı.

TEKNOLOJİ GELDİ, HUZUR GİTTİ
Bugün yerden ısıtmalı evlerde bile üşüyoruz. Çünkü ısınmak başka, ısıtılmak başka…
Geceleri uykusuzluk sorunu yaşayanlar kerpiç evde bir gece geçirse belki şifa bulur. Çünkü o evler sadece bedeninizi değil, zihninizi de dinlendirirdi.

Ve belki de en önemlisi şu: Kerpiç evlerde hayat yavaş akardı. Çamaşır bir günde kururdu ama acele edilmezdi. Ekmek hemen kabarmazdı ama sabırla beklenirdi. O evler size yaşamayı değil, beklemeyi öğretirdi. Bugünün kaybettiği en değerli meziyet belki de bu: sabır ve sadelik.

SON SÖZ: UNUTULAN EVLER, UNUTULAN HAYATLAR

Kerpiç evler artık birer nostalji. Şehirleşme, betonlaşma, hız… Hepsi bu evleri silip süpürdü. Ama hafızamızda hâlâ sıcacık bir soba çıtırtısı, pamuk yorgan altındaki bir kış gecesi, maşinada demlenen çayın kokusu var.

Ve şunu unutmayın:
Yaşamayan bilmez.
O evlerin sessizliğini, sobanın huzurunu, pamuk yorganın içini... Sadece orada bir gece geçirmiş olanlar anlar, sadece o evde sabah uyananlar tarif edebilir. Geri kalanlar içinse hepsi bir masal gibi… ama gerçekti.

Belki yeniden kerpiçten evler yapamayız ama o evlerdeki hayatı biraz olsun anımsamak bile, bugünkü telaşımıza bir “dur” demek için yeterli olabilir. Çünkü kerpiç evin içinde sadece insanlar değil; huzur da yaşardı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.