Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

TOKİ Ne Yaptı? Piyasa Nasıl Bozuldu?

AKP, 2000’li yılların başından itibaren “sosyal konut” adı altında TOKİ'yi devreye soktu. Ama bu kurum, zamanla piyasanın bir oyuncusu değil, neredeyse tek hakimi haline geldi. TOKİ'nin büyük ölçekli ihaleleri küçük ve orta ölçekli müteahhitleri piyasadan sildi. Yani konut üretiminde çeşitlilik, rekabet ve esneklik ortadan kalktı. Ne oldu? Üretim tekelleşti. Kalite düştü. Fiyatlar yapay şekilde kontrol edilmeye çalışıldı. Ama gerçek piyasa dinamikleri bastırılınca sistem tıkandı. Yüz binlerce müteahhit ya mesleği bıraktı ya da başka alanlara yöneldi. Konut arzı düştü ama nüfus artmaya devam etti. Mülteci Politikası: Plansız Göç, Patlayan Kiralar Türkiye’nin son 10 yılda yaşadığı bir diğer büyük sorun ise kontrolsüz göç ve mülteci politikası. Özellikle Suriye iç savaşından sonra milyonlarca kişi Türkiye’ye alındı. Ancak bu nüfusun şehirlerde nasıl barınacağına, konut piyasasında ne tür bir etki yaratacağına dair tek bir stratejik planlama yapılmadı. Sonuç ne oldu? Talep şişti. Kiralar fırladı. Özellikle büyük şehirlerde dar gelirli vatandaşlar artık ev bulamaz hale geldi. Öğrenciler, asgari ücretle çalışanlar, emekliler sokakta kaldı. Ve hala kimse bu sorunun adını doğru düzgün koymuyor. "Ekonomi uçuyor" diyenlere duyurulur Bir yanda dev projeler, diğer yanda barınamayan halk. İktidar sürekli olarak “biz konut üretiyoruz, millet ev sahibi oluyor” propagandası yapıyor. Ancak bu konutlar gerçekten ihtiyaç sahiplerine mi gidiyor? Ucuz konutlara ulaşmak mümkün mü? Cevap: Hayır. TOKİ’nin ürettiği konutların büyük kısmı ya dar gelirlinin erişemeyeceği seviyede ya da siyasi bağlantılarla dağıtılıyor. Gerçek ihtiyaç sahipleri ise açıkta kalıyor. Peki ya çözüm? Bu düzen böyle gitmez. Konut, bir yatırım aracı değil, bir temel insan hakkıdır. Ancak Türkiye’de tam tersi oldu: Konut, yatırımcının oyun alanı, müteahhitin servet kapısı haline geldi. Eğer gerçekten bir çözüm isteniyorsa: TOKİ yeniden yapılandırılmalı, küçük ölçekli üreticiler desteklenmeli. Göç ve barınma politikaları entegre şekilde planlanmalı. Sosyal konut anlayışı siyasi şovdan çıkarılıp, sosyal devlet ciddiyetiyle ele alınmalı. Fahiş kira artışlarına karşı kamusal denetim artırılmalı. Son söz: Konut krizinin adı artık net: "Sorumlular belli, sorumluluk alan yok." Bugünkü tablo ne piyasanın suçu, ne müteahhidin açgözlülüğü. Asıl sorumlu; tek başına karar alan, her şeyi devleştiren ve “ben yaptım oldu” anlayışını sistem haline getiren AKP iktidarıdır.
Ekleme Tarihi: 06 June 2025 - Friday

TOKİ Ne Yaptı? Piyasa Nasıl Bozuldu?

AKP, 2000’li yılların başından itibaren “sosyal konut” adı altında TOKİ'yi devreye soktu. Ama bu kurum, zamanla piyasanın bir oyuncusu değil, neredeyse tek hakimi haline geldi. TOKİ'nin büyük ölçekli ihaleleri küçük ve orta ölçekli müteahhitleri piyasadan sildi. Yani konut üretiminde çeşitlilik, rekabet ve esneklik ortadan kalktı.

Ne oldu? Üretim tekelleşti. Kalite düştü. Fiyatlar yapay şekilde kontrol edilmeye çalışıldı. Ama gerçek piyasa dinamikleri bastırılınca sistem tıkandı. Yüz binlerce müteahhit ya mesleği bıraktı ya da başka alanlara yöneldi. Konut arzı düştü ama nüfus artmaya devam etti.

Mülteci Politikası: Plansız Göç, Patlayan Kiralar

Türkiye’nin son 10 yılda yaşadığı bir diğer büyük sorun ise kontrolsüz göç ve mülteci politikası. Özellikle Suriye iç savaşından sonra milyonlarca kişi Türkiye’ye alındı. Ancak bu nüfusun şehirlerde nasıl barınacağına, konut piyasasında ne tür bir etki yaratacağına dair tek bir stratejik planlama yapılmadı.

Sonuç ne oldu?

  • Talep şişti.

  • Kiralar fırladı.

  • Özellikle büyük şehirlerde dar gelirli vatandaşlar artık ev bulamaz hale geldi.

  • Öğrenciler, asgari ücretle çalışanlar, emekliler sokakta kaldı.

Ve hala kimse bu sorunun adını doğru düzgün koymuyor.

"Ekonomi uçuyor" diyenlere duyurulur

Bir yanda dev projeler, diğer yanda barınamayan halk.

İktidar sürekli olarak “biz konut üretiyoruz, millet ev sahibi oluyor” propagandası yapıyor. Ancak bu konutlar gerçekten ihtiyaç sahiplerine mi gidiyor? Ucuz konutlara ulaşmak mümkün mü? Cevap: Hayır.

TOKİ’nin ürettiği konutların büyük kısmı ya dar gelirlinin erişemeyeceği seviyede ya da siyasi bağlantılarla dağıtılıyor. Gerçek ihtiyaç sahipleri ise açıkta kalıyor.

Peki ya çözüm?

Bu düzen böyle gitmez. Konut, bir yatırım aracı değil, bir temel insan hakkıdır. Ancak Türkiye’de tam tersi oldu: Konut, yatırımcının oyun alanı, müteahhitin servet kapısı haline geldi.

Eğer gerçekten bir çözüm isteniyorsa:

  • TOKİ yeniden yapılandırılmalı, küçük ölçekli üreticiler desteklenmeli.

  • Göç ve barınma politikaları entegre şekilde planlanmalı.

  • Sosyal konut anlayışı siyasi şovdan çıkarılıp, sosyal devlet ciddiyetiyle ele alınmalı.

  • Fahiş kira artışlarına karşı kamusal denetim artırılmalı.

Son söz:

Konut krizinin adı artık net: "Sorumlular belli, sorumluluk alan yok."

Bugünkü tablo ne piyasanın suçu, ne müteahhidin açgözlülüğü. Asıl sorumlu; tek başına karar alan, her şeyi devleştiren ve “ben yaptım oldu” anlayışını sistem haline getiren AKP iktidarıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.