Aydın’ın abisi derler…
Gazeteci, işadamı, köşe yazarı, siyaset üstü figür…
Ama bazen düşünüyoruz:
Bu kadar sıfat arasında Aydın nerede abi?
Ahmet Gözen’i tanımayan yok…
Her düğünde, her açılışta, her protokolde o var.
Fotoğraflarda hep en önde, ama sorunlarda en arkada.
Abi, kusura bakma da…
Bir şehir bu kadar sıkıntı içindeyken,
Senin köşe yazıların hâlâ “laf cambazlığı” yapıyorsa,
Bir durup düşünmen lazım…
İş dünyasında da varsın, medyada da…
Ama garip olan şu:
Ne yandaşsın, ne tam karşı, hep arada...
Yani kimseye açık açık tavır yok.
Herkesle iyiyim ama kimse için dertlenmiyorum hali…
Abi sen yazılarında halktan yanayım diyorsun…
Ama halk seni kendinden biri gibi hissediyor mu?
Sen gerçekten o köşe yazılarını yazarken
Çarşı pazardaki yangını, çiftçinin borcunu, gencin umutsuzluğunu dert ediyor musun?
Aydın’ın abisi olmak kolay değil abi…
Sadece düğün dernekle, etkinliklerde gezerek, cenazelerde boy göstererek olmaz bu işler.
Mikrofonu alınca konuşmak değil mesele,
Halk sustuğunda onun sesi olabilmek!
Şimdi sana bir öneri:
Sıfatları bir kenara bırak,
Bir gün köşe yazını yazmadan,
Git Germencik’te bir kahvede otur.
İsmini söylemeden halkı dinle…
O zaman görürsün seni nasıl görüyorlar...
Son söz mü?
Ahmet abi, sen çok bilgilisin ama halk artık samimiyet arıyor.
Sıcak selam değil, soğuk gerçeği duymak istiyor.
Abiysen göster; yoksa abi deyip geçerler…