Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

“Ne çektin be Özgür Özel!” – Cumhuriyet tarihinin en çilekeş Genel Başkanı mı geliyor?

Daha genel başkan olalı kaç yıl oldu ki Allah aşkına? Takvim bile doğru dürüst eskimedi, ama Özgür Özel’in saçlarına erken çöken gri artık meşru bir "direniş nişanesi" sayılabilir. Yumruk yedi, tehdit aldı, üzerinde camlar kırıldı, cenazeler kaldırdı, mezarlarda ağladı, mitinglerde bağırdı, kürsüde sustu, cezaevi kapılarında sabahladı, gözünün içine baka baka hakaret edildi... Şimdi soruyoruz: “Yahu ne çektin be Özgür Özel?” Siyasete giriş değil, sanki Survivor All-Star! Daha CHP’nin koltuğuna yeni oturmuşken ilk “hoş geldin hediyesi” yumruk oldu. Ankara’da bir şehit cenazesinde yaşananlar sadece fiziki bir saldırı değil, aynı zamanda siyasi bir uyarıydı: “Yeni misin? Otur ve sus.” Ama Özgür Özel oturmadı. Susmadı da. Aksine, “Saray’a değil, sokağa giderim” dedi. Ve o gün bugündür… Gitmediği sokak kalmadı. Cezaevi kapılarında sabahlamak Gazeteciler içeride, akademisyenler içeride, seçilmiş belediye başkanları içeride, sanatçılar içeride… Özgür Özel dışarıda ama hep kapı önünde. Kimi zaman bir basın açıklamasıyla, kimi zaman tek başına bir ziyaretle, kimi zaman da “sessiz ama dik” bir duruşla. Yani klasik muhalefet çizgisini değil, aktif “vicdan mesaisi”ni tercih etti. Bu da onun siyasette yeni bir karakterle anılmasına sebep oldu: “Sert değil ama cesur” Kayıplar listesi ağır… Ve en acısı belki de bu… Özgür Özel daha genel başkan olmadan önce birlikte yürüdüğü nice arkadaşını ya cezaevinde ya mezarlıkta gördü. Ve... Özel, doğup büyüdüğü şehrin en parlak yıldızını toprağa verirken suskunluğuyla bile çok şey anlattı. Çünkü bu ülkede artık sadece fikirler değil, hayatlar da hedefte. Üslup sert, dil acı, ama o hâlâ ‘saygılı’ Sosyal medyada her gün linç listesinde. “Yumuşak”, “pasif”, “yetersiz”, “Kılıçdaroğlu gölgesinden çıkamamış” gibi eleştiriler hep peşinden geliyor. Ama o, hiç kimseye ağız dolusu küfretmiyor. Kavga etmiyor ama tartışmadan da kaçmıyor. Meclis’te zaman zaman Erdoğan’la kafa kafaya geliyor ama yüksek sesle değil, yüksek içerikle konuşuyor. Modern Türkiye siyaseti için bu çok yeni bir şey: “Hakkını arayan ama öfkeden beslenmeyen bir lider.” İşaretler Bazıları onu “zayıf halka” sanıyor ama tarih göstermiştir ki, Yusuflar önce kuyuya atılır. Sonra saraya çağrılır. Ama kuyu derin, sabır uzun ve yol dikenlidir. Şimdilik yumruklar yiyor, ama belki bir gün alkışlar da onun için yapılacak Belki de Türkiye siyaseti “sert adamlar çağı”nı geride bırakıp, akıllı, vicdanlı ve iletişimi güçlü bir liderle yeni bir döneme uyanacak. Ama o zamana kadar… “Ne çektin be Özgür Özel!” Gerçekten...
Ekleme Tarihi: 10 June 2025 - Tuesday

“Ne çektin be Özgür Özel!” – Cumhuriyet tarihinin en çilekeş Genel Başkanı mı geliyor?

Daha genel başkan olalı kaç yıl oldu ki Allah aşkına? Takvim bile doğru dürüst eskimedi, ama Özgür Özel’in saçlarına erken çöken gri artık meşru bir "direniş nişanesi" sayılabilir.

Yumruk yedi, tehdit aldı, üzerinde camlar kırıldı, cenazeler kaldırdı, mezarlarda ağladı, mitinglerde bağırdı, kürsüde sustu, cezaevi kapılarında sabahladı, gözünün içine baka baka hakaret edildi...
Şimdi soruyoruz:
“Yahu ne çektin be Özgür Özel?”

Siyasete giriş değil, sanki Survivor All-Star!

Daha CHP’nin koltuğuna yeni oturmuşken ilk “hoş geldin hediyesi” yumruk oldu. Ankara’da bir şehit cenazesinde yaşananlar sadece fiziki bir saldırı değil, aynı zamanda siyasi bir uyarıydı:
“Yeni misin? Otur ve sus.”
Ama Özgür Özel oturmadı. Susmadı da.
Aksine, “Saray’a değil, sokağa giderim” dedi.
Ve o gün bugündür… Gitmediği sokak kalmadı.

Cezaevi kapılarında sabahlamak

Gazeteciler içeride, akademisyenler içeride, seçilmiş belediye başkanları içeride, sanatçılar içeride…
Özgür Özel dışarıda ama hep kapı önünde.
Kimi zaman bir basın açıklamasıyla, kimi zaman tek başına bir ziyaretle, kimi zaman da “sessiz ama dik” bir duruşla.
Yani klasik muhalefet çizgisini değil, aktif “vicdan mesaisi”ni tercih etti.
Bu da onun siyasette yeni bir karakterle anılmasına sebep oldu:
“Sert değil ama cesur”

Kayıplar listesi ağır…

Ve en acısı belki de bu…
Özgür Özel daha genel başkan olmadan önce birlikte yürüdüğü nice arkadaşını ya cezaevinde ya mezarlıkta gördü.
Ve...
Özel, doğup büyüdüğü şehrin en parlak yıldızını toprağa verirken suskunluğuyla bile çok şey anlattı.
Çünkü bu ülkede artık sadece fikirler değil, hayatlar da hedefte.

Üslup sert, dil acı, ama o hâlâ ‘saygılı’

Sosyal medyada her gün linç listesinde.
“Yumuşak”, “pasif”, “yetersiz”, “Kılıçdaroğlu gölgesinden çıkamamış” gibi eleştiriler hep peşinden geliyor.
Ama o, hiç kimseye ağız dolusu küfretmiyor.
Kavga etmiyor ama tartışmadan da kaçmıyor.
Meclis’te zaman zaman Erdoğan’la kafa kafaya geliyor ama yüksek sesle değil, yüksek içerikle konuşuyor.
Modern Türkiye siyaseti için bu çok yeni bir şey:
“Hakkını arayan ama öfkeden beslenmeyen bir lider.”

İşaretler

Bazıları onu “zayıf halka” sanıyor ama tarih göstermiştir ki, Yusuflar önce kuyuya atılır.
Sonra saraya çağrılır.
Ama kuyu derin, sabır uzun ve yol dikenlidir.

Şimdilik yumruklar yiyor, ama belki bir gün alkışlar da onun için yapılacak
Belki de Türkiye siyaseti “sert adamlar çağı”nı geride bırakıp, akıllı, vicdanlı ve iletişimi güçlü bir liderle yeni bir döneme uyanacak.

Ama o zamana kadar…
“Ne çektin be Özgür Özel!”
Gerçekten...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.