Hakan Ülken’i uzun zamandır büyük bir dikkatle takip ediyorum…
Elbette çoğunlukla sosyal medya paylaşımları ve medya yansımaları üzerinden.
Yüz yüze çok fazla görüşme şansımız olmasa da, attığı her adımı, söylediği her cümleyi merakla izliyorum.
Zira onun çizdiği profil, sadece bir oda başkanından ibaret değil; şehir adına söyleyecek sözü olan, bir vizyon çabası taşıyan bir insan izlenimi bırakıyor.
Yakından tanımak isterim... Çünkü bu şehirde suskun kalmadan konuşan her yüze ihtiyaç var.
Ticaret Odası Başkanı Hakan Ülken’in “aday değilim” diyerek aldığı pozisyon, aslında Aydın siyasetindeki boşluğu en iyi fark edenlerden biri olduğunu gösteriyor.
Ama bu çıkışlar vizyon için mi, yoksa dikkatli örülmüş bir güç yürüyüşünün ön hazırlığı mı?
KOLTUKSUZ SİYASETİN TUTKUSU MU, STRATEJİK OYUN MU?
Aydın siyasetinde yıllardır süregelen bir bıkkınlık var.
Yorgun figürler, eskimiş vaatler, tekrar eden sahneler…
Ve sahneye çıkan “ben siyaset yapmıyorum” diyen ama siyaseti gazetecilerden bile daha etkili yöneten bir aktör: Hakan Ülken.
Siyasetin tam ortasında durup “ben dışındayım” demek, Aydın’ın seçmen zekâsını küçümsemek değil midir biraz?
Bu halk, zamanında “hizmet için geliyorum” diyenlerin, koltuklar için nasıl sıraya girdiğini görmedi mi?
SES GETİREN AMA YÜZÜNÜ GÖSTERMEMEYİ SEÇEN BİR TARZ
Ülken’in çıkışları sosyal medyada yankı buluyor.
Ancak her çıkış, aynı zamanda yeni bir soruyu da doğuruyor:
“Nereye varacak bu yolculuk?”
Yerel seçimlerde ismi konuşuldu, “Aday olacak” dendi, o sustu.
Siyaset gibi bir mecra, bu kadar stratejik suskunlukları kaldırmaz.
Zira bu millet, sonradan gelenleri değil, işin başında sahada koşturanları sever...
ADAY OLMAM DİYOR, AMA ADAY GİBİ DAVRANIYORSA?
Bu kent artık gri alanları kaldırmaz.
Ya siyaset yaparsın ya yapmazsın.
“Ben artık sade vatandaşım ama halkıma sesleniyorum” taktiği, modern zamanların en net politik manevrasıdır.
Ve asıl mesele şu:
Bu şehir artık “yürüyormuş gibi yapanlar”dan bıktı.
Bir elini taşın altına koyup öbür eliyle rol kesenleri çok gördü.
HAKAN ÜLKEN NEREDE DURUYOR?
Eğer Ülken bu yolu gerçekten Aydın şehri için yürüyorsa, o zaman çok geçmeden net bir duruş göstermeli.
Ama hâlâ “Ben sadece görevimi yapıyorum” diyorsa, üzgünüm ama bu artık inandırıcılığını yitirdi.
Aydın halkı artık “gölge başkanlar” değil, gerçek liderler istiyor.
Gerçek irade, gerçek hesap verebilirlik…
Aksi halde Hakan Ülken de Aydın STK Başkanlarının ve siyasetinin mezarlığında yerini alır
“yarım kalmış cesaretler” listesine adını altın harflerle yazdırır.
Üstelik bu kez mezar taşını halk değil, kendi sessizliği diker.