Yardım Değil, Gövde Gösterisi: Rıdvan Bey, Reklam Verdiğiniz Kadar Gölge Etmeseydiniz Yeterdi!
Ya da: “Telefonlara Çıkmayan Adam” Tragedyası
Ahde Vefa mı Dediniz? O da Gecikmeli Ödendi...
Bir gazeteci düşünün…
Cebinde evini taşıyacak parası yok, ama yüreğinde sözüyle dağları deviren bir cesareti taşıyor.
Yalnızca kalemini değil, karakterini de satarak değil, taşıyarak ayakta kalmaya çalışan biri.
Ve bir gün…
Kendisine “reklam veren” bir zat-ı muhterem sayesinde evini taşıyor.
“Allah razı olsun” diyor.
Ama diyor ki:
“Allah razı olsun da, unuttuğun bir şey var: Biz zamanında 7 ayrı haber sitemizde senin reklamını yayınladık. Sen istemediğin hâlde... Hem de sadece bir site için ödeme alırken.”
Reklam Değil, Sadaka Değil, Bu Resmen Narsistik Bir Gösteri
Sevgili Rıdvan Eşin,
Bu yaptığınız yardım değil,
"Bakın ben ne kadar iyilikseverim" afişiyle dolaşan bir vitrindir.
Sizin reklam verme şekliniz, bir yardım elinden çok, "reklam karşılığı sadaka" gibi…
Yani gazetecinin sıkıştığı bir anda yapılan bir destek değil,
onun sıkışıklığını fırsata çeviren bir ego parlatmasıdır.
Söz Uçar, Taksit Kalır
Başta bir güzel reklam veriyorsunuz.
Sonra...
Bir ödeme geliyor,
Sonraki ay gecikmeli,
Daha sonra yok,
Telefon? Yok.
Yüz? Yok.
Vicdan? Taksitli.
Ve en sonunda yapılan şey şu:
"Bir kere yardım ettim, artık unuttuğumda da teşekkür bekliyorum."
Yok öyle bir dünya Sayın Eşin.
Gazeteci, destek istediğinde ulaşılamıyorsa,
Önceki yardımlarınızı CV’ye yazmayın,
Ruhsat gibi kullanmayın!
Kardeşim, Hayırsever Misin, Hayırcı Mısın?
Ev taşıdık diye dua ettik, ama
numaranı da taşıyıp başka operatöre mi geçtiniz?
O nasıl bir "yardım ettim, sonra kayboldum" halidir?
Bir araziye imar çıkmadan önceki sessizlik gibisiniz!
Telefon çalıyor…
Siz çalmıyorsunuz.
Zil susuyor…
Siz çoktan rahatsız etme modundasınız.
Özetle: Bu Yardım Değil, Egosal PR Çalışmasıdır
Bakın Rıdvan Bey, bu işin anlamı açık:
"Reklam vermek suretiyle iyilik yapmak değil, gövde gösterisi yapmak."
Yardım gibi duran ama arkasında bolca hesap, beklenti ve görünürlük arzusu barındıran bir ticari ahlâk öyküsü bu.
SİZ ARTIK GERÇEĞİ OYNAMALISINIZ
Yardım etmeyin demiyorum.
Ama artık siyaset yapın,
Gerçekleri konuşun.
Gerçek olarak çıkın karşımıza.
Yani kendinizi bir köşeye değil, ortaya koyun.
Çünkü görünmez bir iyilik ne kadar kıymetli olsa da,
görünür bir dik duruş,
bu coğrafyada daha çok karşılık bulur
Sözün Özü:
Sayın Eşin, reklam verdiğiniz için değil, ardından yüz çevirdiğiniz için eleştiriliyorsunuz.
İyiliğin de bir üslubu, bir samimiyeti, bir sürdürülebilirliği olur.
Sizinkisi;
“bir kerelik yardım, ömür boyu vefa beklentisi” değil…
“bir kerelik reklam, ömür boyu kaçış” modelidir.
Hiç değilse, telefonlara çıkacak kadar nezaket gösterseydiniz,
Biz de bu yazıyı yazmak zorunda kalmazdık.
“Ben bu düzenin parçası değilim. Aydın siyasetiyle bir bağım yok; orada yaşanan vefasızlıklar, çıkar ilişkileri ya da kirli oyunlar bana ait değil, ben yaratmadım Sn. Kardeşim.”