Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

Aydın'da milliyetçi geçinenler, benimle değil bölücülerle uğraşın!

Aydın’da kendini milliyetçi sananlara artık açık bir çağrım var: Benimle değil, gerçekten sorun çıkaranlarla uğraşın. Bu memlekete geldiğim günden beri, tüm sıkıntılarımın kaynağı belli: PKK sempatizanları, FETÖ artıkları, ne olduğu belirsiz karanlık tipler… Normal bir Türk vatandaşıyla bir kez bile ters düşmedim. Ama siz… Hani kendini milliyetçi sayanlar… Hani kendini efe, delikanlı, mert gösterenler… Bir bakmışız benimle uğraşmaktan, burnunuzun ucundaki gerçek sorunları görmez olmuşsunuz. Eski paşanın sözü hâlâ kulaklarımda çınlıyor: “Aydın, Kürdistan olmuş.” Bir askerin, hem de yıllarca devletin kalbinde görev yapmış birinin bu uyarısını ciddiye almanız gerekirken siz hâlâ dönüp bana sataşıyorsunuz. Buyurun paşamın lafını alın, bir kıyıya oturun ve düşünün. Madem efesiniz, madem delikanlısınız, madem vatan millet edebiyatından geçilmiyor… O zaman buyurun, Aydın nasıl böyle olmuş bir araştırın. Siz gazetecisiniz ya… Biz ise sizin gözünüzde gazeteci müsveddesiyiz ya… Hadi o zaman, görelim gazeteciliğinizi. KİME GÜCÜNÜZ YETERSE ONA KÜKREMEK KOLAY Benimle uğraşmanızın sebebi belli: Ben tek başıma yazarım, çizerim, konuşurum. Arkamda örgüt yok, klik yok, menfaat zinciri yok, gölge desteği yok. Benimle uğraşmak kolay. Ama asıl mesele ne? Sizin cesaretinizin, karanlık tiplerin kapısına eskisi gibi dayanmayışı. Sesiniz bana gelene kadar yolunu şaşıra şaşıra güçten düşüyor. Ben de diyorum ki: Kükremeyin. Önce doğru hedefe bakın. BU KAOSUN ORTASINDA HAKSIZLIK GÖRENLER DE VAR: DİŞÇİLER! Bakın açık konuşayım: Bu şehirde en çok haksızlığa uğrayan kesimlerden biri de dişçiler oldu. Hele kadınların abartılı, ölçüsüz, duygusal saldırılarına maruz kalanlar… Bir yanlış anlaşılma, bir dedikodu, bir “Ben böyle hissettim” çıkışı, bir anda dişçinin üstüne çığ gibi yıkılıveriyor. Haksızlık dediğin şey böyle başlıyor işte: Gerçek sorunlar ortada dolaşırken, kolay hedefler seçiliyor. PKK’lıyla yüzleşmek cesaret istiyor; FETÖ’cüyle mücadele omurga istiyor; ama dişçiyi suçlamak? O çocuk oyuncağı. Ağzındaki dolgu düşse dişçiyi suçlayacak tipler var. Bilmediği, anlamadığı en ufak ağrıyı bile “Doktor yanlış yaptı!” diye sosyal medyaya döküveriyorlar. Sonra ortalık yangın, dişçi zan altında, kadın mağduru oynuyor. Ama gerçeklik ne? Gerçeklik, adaletsizliğin en kolay yapıldığı yerin zayıf olanı seçmek olduğu. Ve size söyleyeyim: Bu şehirde bazı kadınların gösterdiği haksız tepkiler, en keskin milliyetçinin gösteremediği öfke kadar kontrolsüz. Dişçiyi harcamak mı kolay? Evet. Kadınlar açısından inanılmaz kolay. Bir ağzı var, bin laf ediyor. Ama iş gerçekten memleket meselesine geldi mi? Orada ortalıkta kimse yok. O cesaret sırra kadem basıyor. TÜRK OLANLA SORUN YAŞAMADIM ÇÜNKÜ TÜRK’ÜN DÜŞMANI TÜRK DEĞİLDİR Benim gerçek derdim belli: Ne zaman bir mesele çıktı, karşımdaki ya bölücüydü ya Fetöcü. Hiçbir Türk vatandaşıyla tek kelimelik kavga etmedim. Demek ki sorun bizde değil, sorun Türk’üm diyen ama Türk’ün derdine koşmayanlarda. Ve işin acı tarafı onlar beni eleştirirken, gerçek bela büyümeye devam ediyor. SON SÖZ Benimle uğraşmanız sizi güçlü göstermez. Asıl güç, doğru hedefi görmektir. Ben size bunu söylüyorum, çünkü bir gazeteci, ister müsvedde sayın ister gerçek kabul edin, hakikati söylemeden susmaz. Aydın gerçekten nereye gidiyor? Kimler kol geziyor? Kim neye göz yumuyor? Bunları araştırın. Bunlarla uğraşın. Bunlara ses çıkarın. Kadınıyla erkeğiyle haksızlığa prim veren değil, hakkı savunan tarafta olun. Ve unutmayın: Asıl mesele benimle uğraşmak değil, kiminle uğraşmanız gerektiğini fark etmektir. Demedim demeyin…
Ekleme Tarihi: 17 Kasım 2025 -Pazartesi

Aydın'da milliyetçi geçinenler, benimle değil bölücülerle uğraşın!

Aydın’da kendini milliyetçi sananlara artık açık bir çağrım var:
Benimle değil, gerçekten sorun çıkaranlarla uğraşın.

Bu memlekete geldiğim günden beri, tüm sıkıntılarımın kaynağı belli: PKK sempatizanları, FETÖ artıkları, ne olduğu belirsiz karanlık tipler…
Normal bir Türk vatandaşıyla bir kez bile ters düşmedim.
Ama siz…
Hani kendini milliyetçi sayanlar…
Hani kendini efe, delikanlı, mert gösterenler…
Bir bakmışız benimle uğraşmaktan, burnunuzun ucundaki gerçek sorunları görmez olmuşsunuz.

Eski paşanın sözü hâlâ kulaklarımda çınlıyor:
“Aydın, Kürdistan olmuş.”
Bir askerin, hem de yıllarca devletin kalbinde görev yapmış birinin bu uyarısını ciddiye almanız gerekirken
siz hâlâ dönüp bana sataşıyorsunuz.

Buyurun paşamın lafını alın, bir kıyıya oturun ve düşünün.
Madem efesiniz, madem delikanlısınız, madem vatan millet edebiyatından geçilmiyor…
O zaman buyurun, Aydın nasıl böyle olmuş bir araştırın.
Siz gazetecisiniz ya…
Biz ise sizin gözünüzde gazeteci müsveddesiyiz ya…
Hadi o zaman, görelim gazeteciliğinizi.

KİME GÜCÜNÜZ YETERSE ONA KÜKREMEK KOLAY

Benimle uğraşmanızın sebebi belli:
Ben tek başıma yazarım, çizerim, konuşurum.
Arkamda örgüt yok, klik yok, menfaat zinciri yok, gölge desteği yok.
Benimle uğraşmak kolay.

Ama asıl mesele ne?
Sizin cesaretinizin, karanlık tiplerin kapısına eskisi gibi dayanmayışı.
Sesiniz bana gelene kadar yolunu şaşıra şaşıra güçten düşüyor.
Ben de diyorum ki:
Kükremeyin.
Önce doğru hedefe bakın.

BU KAOSUN ORTASINDA HAKSIZLIK GÖRENLER DE VAR: DİŞÇİLER!

Bakın açık konuşayım:
Bu şehirde en çok haksızlığa uğrayan kesimlerden biri de dişçiler oldu.
Hele kadınların abartılı, ölçüsüz, duygusal saldırılarına maruz kalanlar…
Bir yanlış anlaşılma, bir dedikodu, bir “Ben böyle hissettim” çıkışı,
bir anda dişçinin üstüne çığ gibi yıkılıveriyor.

Haksızlık dediğin şey böyle başlıyor işte:
Gerçek sorunlar ortada dolaşırken, kolay hedefler seçiliyor.
PKK’lıyla yüzleşmek cesaret istiyor;
FETÖ’cüyle mücadele omurga istiyor;
ama dişçiyi suçlamak?
O çocuk oyuncağı.

Ağzındaki dolgu düşse dişçiyi suçlayacak tipler var.
Bilmediği, anlamadığı en ufak ağrıyı bile “Doktor yanlış yaptı!” diye sosyal medyaya döküveriyorlar.
Sonra ortalık yangın, dişçi zan altında, kadın mağduru oynuyor.

Ama gerçeklik ne?
Gerçeklik, adaletsizliğin en kolay yapıldığı yerin zayıf olanı seçmek olduğu.

Ve size söyleyeyim:
Bu şehirde bazı kadınların gösterdiği haksız tepkiler, en keskin milliyetçinin gösteremediği öfke kadar kontrolsüz.

Dişçiyi harcamak mı kolay?
Evet.
Kadınlar açısından inanılmaz kolay.
Bir ağzı var, bin laf ediyor.

Ama iş gerçekten memleket meselesine geldi mi?
Orada ortalıkta kimse yok.
O cesaret sırra kadem basıyor.

TÜRK OLANLA SORUN YAŞAMADIM ÇÜNKÜ TÜRK’ÜN DÜŞMANI TÜRK DEĞİLDİR

Benim gerçek derdim belli:
Ne zaman bir mesele çıktı, karşımdaki ya bölücüydü ya Fetöcü.
Hiçbir Türk vatandaşıyla tek kelimelik kavga etmedim.

Demek ki sorun bizde değil,
sorun Türk’üm diyen ama Türk’ün derdine koşmayanlarda.

Ve işin acı tarafı
onlar beni eleştirirken,
gerçek bela büyümeye devam ediyor.

SON SÖZ

Benimle uğraşmanız sizi güçlü göstermez.
Asıl güç, doğru hedefi görmektir.
Ben size bunu söylüyorum,
çünkü bir gazeteci, ister müsvedde sayın ister gerçek kabul edin,
hakikati söylemeden susmaz.

Aydın gerçekten nereye gidiyor?
Kimler kol geziyor?
Kim neye göz yumuyor?

Bunları araştırın.
Bunlarla uğraşın.
Bunlara ses çıkarın.

Kadınıyla erkeğiyle haksızlığa prim veren değil,
hakkı savunan tarafta olun.

Ve unutmayın:
Asıl mesele benimle uğraşmak değil,
kiminle uğraşmanız gerektiğini fark etmektir.

Demedim demeyin…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.