Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

CHP Aydın Vekilleri ve Başkanlar…

Haydi Siz de AKP’ye, Olsun Bitsin Bu Tiyatro! Bu oynanan tiyatro bitsin artık! Perde henüz kapanmadı, sahne bitmedi, alkış bile gereksiz hale geldi… Ama aynı oyun, aynı oyuncular, aynı repliklerle dönüp dolaşıp önümüze geliyor. Yeter artık, bu gösteri halkın sinir uçlarını zorluyor! “Sıkıntı yokmuş…” Bak sen şu işe! Memleket yangın yeri, ekonomi can çekişiyor, vatandaş geçim derdinde; ama onlar gayet rahat, gayet keyifli! Süleyman Bülbül çıkmış, “Sıkıntı yok!” diyor… Ama ben buradan söylüyorum Sayın Bülbül, ben sıkıntılıyım! Hem de öyle böyle değil… Çok sıkıntılıyım! Ekonomiden sıkıntılıyım, siyasetten sıkıntılıyım, bu vurdumduymazlıktan sıkıntılıyım, “bizde sorun yok” diyen yüzlerden sıkıntılıyım! Bülent Tezcan’a gelelim… 06 plakalı, çakarlı araçlarla Aydın sokaklarında dolaşırken sanki MİT mensubu! Bir görseniz, hava bir, gurur bir, sanırsın devletin gizli görevindeymiş! Ama neyin gizli görevi bu? Millete görünmemek mi? Sorunlara sırt dönmek mi? Sokaktaki vatandaşın sesini duymamak mı? Evrim Karakoz mu? Ah, onun hikâyesi de ayrı bir masal! Zaten herkes biliyor, Özlem Çerçioğlu’nun himayesiyle vekil oldu. Aydın Büyükşehir Başkanvekilliğinden gelen bir CHP'li milletvekiline kim güvenir? Bir gölge var orada, bir “koruma kalkanı”… Ne desek boş! Kendine ait bir duruş, bir çizgi, bir vizyon bekliyoruz ama yok. Tam anlamıyla bir “devam filmi”! Senaryo aynı, yönetmen aynı, oyuncular aynı… Sadece afiş değişmiş, o kadar! İl Başkanına gelirsek… Anlatmaya gerek yok, zaten herkes biliyor! Başkan Çerçioğlu’nun çeyrek asırdır en güçlü dayanağı! Birlikte bir sistem kurmuşlar; birini eleştirsen diğeri hemen savunmaya geçiyordu. Şimdi aynı şeyi Mehmet Erdem yapıyor, fark yok. Eleştiriyi kabul etmek yok, “biz mükemmeliz” havası hâkim. Ama halk soruyor: “Mükemmelseniz Aydın neden yerinde sayıyor?” Cevap? Yok! Ya da klasik cevap: “Sıkıntı yok!” Bakın, açık konuşayım… Sizin ne işiniz var hâlâ CHP’de? Geçin AKP’ye, bitsin bu işkence! Olmayacaksanız, bari dürüst olun! Aydın’a bugüne kadar ne faydanız dokundu? Koca bir hiç! Bir tane elle tutulur proje, bir tane umut verici adım, bir tane halka dokunan icraat yok! Ama belki… Belki AKP’ye geçerseniz faydanız olur! Orada proje çok, orada kaynak bol, orada zaten “herkesin bir yeri” var! Hiç değilse iki proje hayata geçirirsiniz… Belki Aydın da nasibini alır biraz! Ah CHP, ah… Ah Özgür Özel ah!.. Kardeşim, senin işin zor! Çünkü bu kadrolarla mücadele etmek deveye hendek atlatmaktan zor! Bu ekiple değişim olmaz, bu zihniyetle yenilik gelmez! Yarın seçim olsa, yine aynı yüzler, aynı isimler, aynı koltuk sevdası… Ve sonra dönüp vatandaşa, Cumhurbaşkanı Erdoğan ağzıyla “Sıkıntı yok!” denir… Ama biz biliyoruz! Var kardeşim, hem de çok var! Sıkıntı, tepeden tırnağa her yerde! Partide var, belediyede var, siyasetin ruhunda var! Ve artık bu tiyatro bitsin! Kimin kimle, ne için yan yana durduğunu herkes biliyor. Perdeyi kapatın, alkış falan da istemiyoruz! Gerçek bir sahne, gerçek bir değişim istiyoruz! Çünkü bu halk, artık oyuncu değil; Bu halk, seyirci de değil… Bu halk, hesap sormaya hazır fünyesi çekilmiş bir bomba! Herkes kendini buna göre hazırlasın Mayıs 2027'de seçim var!.. 20 ayınız kaldı yani!..
Ekleme Tarihi: 27 Ekim 2025 -Pazartesi

CHP Aydın Vekilleri ve Başkanlar…

Haydi Siz de AKP’ye, Olsun Bitsin Bu Tiyatro!

Bu oynanan tiyatro bitsin artık!
Perde henüz kapanmadı, sahne bitmedi, alkış bile gereksiz hale geldi…
Ama aynı oyun, aynı oyuncular, aynı repliklerle dönüp dolaşıp önümüze geliyor.
Yeter artık, bu gösteri halkın sinir uçlarını zorluyor!

“Sıkıntı yokmuş…”
Bak sen şu işe!
Memleket yangın yeri, ekonomi can çekişiyor, vatandaş geçim derdinde; ama onlar gayet rahat, gayet keyifli!
Süleyman Bülbül çıkmış, “Sıkıntı yok!” diyor…
Ama ben buradan söylüyorum Sayın Bülbül, ben sıkıntılıyım!
Hem de öyle böyle değil…
Çok sıkıntılıyım!
Ekonomiden sıkıntılıyım, siyasetten sıkıntılıyım, bu vurdumduymazlıktan sıkıntılıyım, “bizde sorun yok” diyen yüzlerden sıkıntılıyım!

Bülent Tezcan’a gelelim…
06 plakalı, çakarlı araçlarla Aydın sokaklarında dolaşırken sanki MİT mensubu!
Bir görseniz, hava bir, gurur bir, sanırsın devletin gizli görevindeymiş!
Ama neyin gizli görevi bu?
Millete görünmemek mi?
Sorunlara sırt dönmek mi?
Sokaktaki vatandaşın sesini duymamak mı?

Evrim Karakoz mu?
Ah, onun hikâyesi de ayrı bir masal!
Zaten herkes biliyor, Özlem Çerçioğlu’nun himayesiyle vekil oldu.
Aydın Büyükşehir Başkanvekilliğinden gelen bir CHP'li milletvekiline kim güvenir?
Bir gölge var orada, bir “koruma kalkanı”…
Ne desek boş!
Kendine ait bir duruş, bir çizgi, bir vizyon bekliyoruz ama yok.
Tam anlamıyla bir “devam filmi”!
Senaryo aynı, yönetmen aynı, oyuncular aynı…
Sadece afiş değişmiş, o kadar!

İl Başkanına gelirsek…
Anlatmaya gerek yok, zaten herkes biliyor!
Başkan Çerçioğlu’nun çeyrek asırdır en güçlü dayanağı!
Birlikte bir sistem kurmuşlar; birini eleştirsen diğeri hemen savunmaya geçiyordu.
Şimdi aynı şeyi Mehmet Erdem yapıyor, fark yok.
Eleştiriyi kabul etmek yok, “biz mükemmeliz” havası hâkim.
Ama halk soruyor:
“Mükemmelseniz Aydın neden yerinde sayıyor?”
Cevap?
Yok!
Ya da klasik cevap: “Sıkıntı yok!”

Bakın, açık konuşayım…
Sizin ne işiniz var hâlâ CHP’de?
Geçin AKP’ye, bitsin bu işkence!
Olmayacaksanız, bari dürüst olun!
Aydın’a bugüne kadar ne faydanız dokundu?
Koca bir hiç!
Bir tane elle tutulur proje, bir tane umut verici adım, bir tane halka dokunan icraat yok!

Ama belki…
Belki AKP’ye geçerseniz faydanız olur!
Orada proje çok, orada kaynak bol, orada zaten “herkesin bir yeri” var!
Hiç değilse iki proje hayata geçirirsiniz…
Belki Aydın da nasibini alır biraz!

Ah CHP, ah…
Ah Özgür Özel ah!..
Kardeşim, senin işin zor!
Çünkü bu kadrolarla mücadele etmek deveye hendek atlatmaktan zor!
Bu ekiple değişim olmaz, bu zihniyetle yenilik gelmez!
Yarın seçim olsa, yine aynı yüzler, aynı isimler, aynı koltuk sevdası…
Ve sonra dönüp vatandaşa, Cumhurbaşkanı Erdoğan ağzıyla “Sıkıntı yok!” denir…

Ama biz biliyoruz!
Var kardeşim, hem de çok var!
Sıkıntı, tepeden tırnağa her yerde!
Partide var, belediyede var, siyasetin ruhunda var!
Ve artık bu tiyatro bitsin!
Kimin kimle, ne için yan yana durduğunu herkes biliyor.
Perdeyi kapatın, alkış falan da istemiyoruz!
Gerçek bir sahne, gerçek bir değişim istiyoruz!

Çünkü bu halk, artık oyuncu değil;
Bu halk, seyirci de değil…
Bu halk, hesap sormaya hazır fünyesi çekilmiş bir bomba!
Herkes kendini buna göre hazırlasın
Mayıs 2027'de seçim var!..

20 ayınız kaldı yani!..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.