Cumhuriyet Halk Partisi’nin önemli isimlerinden biri olarak lanse edilen, Aydın Milletvekili ve PM üyesi Bülent Tezcan’ın siyasi yolculuğu, son yıllarda ciddi bir sorgulama konusu hâline geldi. Geniş kitlelerin gözünde partinin merkezini temsil eden bir “önemli kişi” gibi dursa da, Aydın özelinde yarattığı etki neredeyse sıfıra inmiş durumda.
Bir zamanlar yaptığı konuşmalarla alkışlanan, grup başkanvekilliğine kadar yükselmiş bir ismin, yerel siyasetle bu denli ilgisiz kalması, sadece kendi kariyeri açısından değil; CHP’nin Aydın’daki gücü açısından da ciddi bir handikap oluşturuyor.
YERELDEKİ GÖLGE: VAR AMA YOK GİBİ
Aydın sokaklarında sorsanız; Bülent Tezcan’ı tanımayan azdır. Ama aynı sokaklarda, “Ne zaman halkla oldu?” diye sorsanız, cevap vermek zorlaşır. Bir milletvekilinin yalnızca Ankara'da bulunması, yereli sadece “seçim döneminde” hatırlaması artık kabul gören bir anlayış değil. CHP’nin son dönem yükselişini genç ve sahada aktif isimlerle yakaladığı bir dönemde, Tezcan’ın sessizliğe gömülmüş siyaseti, partinin dinamizmine aykırı bir duruş olarak okunuyor.
PARTİ İÇİ HESAPÇILIK MI, İDEOLOJİK İNKİSAR MI?
Tezcan, parti içi hamleleriyle adından çok söz ettirmiş biri. Ancak bu söz, olumlu anlamda pek yankı bulmuyor. Parti Meclisi üyeliğiyle kazandığı merkezî ağırlığı, Aydın örgütü üzerinde bir "üst akıl" gibi konumlandırması; kimi zaman yönlendirici değil, baskılayıcı olarak algılanıyor.
Sıkça dillendirilen bir eleştiri ise: “Aydın'da kimse ona karşı çıkamaz çünkü tepeden iniverir.” Ne yazık ki bu eleştiri, halkın taleplerine değil; hizip dengelerine kulak veren bir siyaset tarzına işaret ediyor.
GÜÇLÜ GÖRÜNÜP DERİN SESSİZLİĞE GÖMÜLMEK
2017 Anayasa referandumu dönemindeki cesur çıkışlarıyla kamuoyunun takdirini toplamış bir siyasetçinin, son beş yılda neredeyse hayalete dönüşmesi düşündürücü. Üstelik Aydın’da yaşanan çevre krizlerinden tutun da yerel belediyelerin merkezi baskıya uğradığı pek çok durumda, Bülent Tezcan'ın adını duyan yok. Soru şu: O gerçekten susuyor mu, yoksa sessizliği bir tercih olarak mı seçiyor?
GENÇLER VE TABANLA KOPUKLUK
Tezcan'ın siyasi iletişimi, yeni nesil seçmenle temas kurmakta zorlanıyor. Ne sosyal medya stratejisi ne de halkla ilişkiler ağı, bugünün politik nabzını tutacak şekilde güncellenmiş değil. Genç seçmenler için heyecan yaratmayan bir figür hâline gelen Tezcan, “geleneksel siyasetçinin modern çağdaki temsilcisi” olarak, partinin gelecek vizyonuna katkı sunmak yerine, geçmişte kalmış bir profil çiziyor.
AYDIN İÇİN NE YAPTI, NE YAPMADI?
Aydın halkı somut icraat sorar. Bu noktada da Tezcan'ın karnesi oldukça zayıf. Yerel yatırımlara dair etkin bir kamuoyu baskısı oluşturduğu, merkezi hükümete karşı Aydın’ın çıkarları için yoğun bir muhalefet hattı kurduğu söylenemez. Üstelik CHP’li büyükşehir ve ilçe belediyeleriyle organik bir sinerji kurmak yerine, genellikle mesafeli ve prosedürel bir iletişim içinde kaldığı görülüyor.
SONUÇ: SİYASİ AĞIRLIKLA HALK DESTEĞİ ARASINDAKİ ÇELİŞKİ
Bülent Tezcan bugün hâlâ CHP’nin karar verici merkez organlarında yer alıyor. Fakat bu siyasi ağırlık, Aydın halkı nezdinde karşılık bulmadığında, sadece bir "unvan" olmaktan ileri gitmiyor. Siyaset, halkla bağ kurarak yapılır. Aydın'da bu bağ giderek zayıflarken, Tezcan'ın yükseldiği yer Ankara olabilir ama kök salamadığı yer Aydın’dır.
Eğer Bülent Tezcan bundan sonra siyaset sahnesinde güçlü bir figür olarak anılmak istiyorsa, öncelikle “görünmek” değil, “duyulmak” zorundadır. Ve en çok da, halkın ne söylediğini duymaya.