Muhtarlık...
Seçilmiş bu makam kulağa küçük geliyor ama günümüzde aslında kocaman bir tartışmanın tam ortasına gelmiş durumda.
Bir yanda seçilmiş olmak gibi son derece demokratik bir ayrıcalık,
diğer yanda ise işlevsizlik tartışması.
Bugün vatandaşın dilinde aynı soru dönüp dolaşıyor:
“Muhtarlar ne iş yapar?”
Sosyal medyalarda en çok tartışılan konulardan biri haline geldi bu durum!
OFİSTE SİNEK AVLAMAK MI, HALKIN SESİ OLMAK MI?
Toplumun gözünde muhtarlık, çoğu zaman boş bir makam gibi algılanıyor.
Çünkü ortada yapılacak iş kalmadıkça muhtar, ofisinde oturuyor, çayını içiyor, arada bir dilekçe kaşeliyor ve imzalayıp ilgili yerlere iletiyor.
Bunu gören vatandaş da haklı olarak soruyor:
“Her ay asgari ücretin üstünde maaş alıyorl, peki karşılığında ne yapıyor?”
SİLAH VAR, YETKİ YOK!
İroni burada başlıyor işte.
Çünkü muhtarlarımızın tamamının ruhsatlı silahı var.
Bulundurma ruhsatı, taşıma ruhsatı…
Silah var, maaş var, mühür var…
Ama yetki yok!
Komik değil mi?
Bir yandan mahalledeki tebligatları teslim alıyorlar,
bir yandan fakir fukaranın listesini yapıyorlar.
Ama mesele devlete dair kararlar almaya gelince, yetki sıfır.
KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL
Şunu açıkça söylemek lazım:
Muhtarlık kurumu kapatılmamalı.
Çünkü kapatmak kolaydır, ama çözüm değildir.
Halkın seçtiği bir kişinin, o mahallede bir otorite figürü olarak varlığı önemlidir.
Sorun, muhtarlığın kendisinde değil;
ona verilen görevlerin eksikliğinde.
NİTELİK KAZANDIRILMALI
Asıl yapılması gereken şey çok basit:
Muhtarlara nitelik kazandırılmalı.
Onları pasif birer dilekçe damgalayıcısı olmaktan çıkarıp,
aktif birer yerel yönetim temsilcisine dönüştürmeliyiz.
Mahalle güvenliği, çevre düzeni, gençlik projeleri, yaşlı bakım hizmetleri…
Bunların hepsi muhtarların omuzlarına yüklenebilir.
Böylece muhtar, gerçekten halkın gözünde bir otoriteye dönüşür.
AMERİKAN ŞERİF MODELİ: BİR HAYAL Mİ, YOKSA İLHAM MI?
Şimdi size biraz abartılı gelecek ama…
Amerika’da her kasabanın bir şerifi vardır.
Bilmeyen yoktur, hepimiz biliriz, en azından kovboy filmlerinde izlemişizdir
Hala da var!..
Üzerinde üniforması, belinde silahı, altında arabası…
Hem polis gibi, hem lider gibi.
Bizde neden olmasın?
Muhtarın da bir yetkisi, bir itibarı, bir sahadaki varlığı olsun.
Belki devriye atmasın, ama güvenlikten sorumlu olsun.
Belki araba verilmesin, ama bir ekibi olsun.
Bir düşünün:
“Mahalle Şerifi Muhtar Ahmet Bey” tabelası kapıda dursa,
vatandaş o kapıdan girerken iki kere düşünmez mi?
NEDEN RESMİLEŞMESİN?
Madem böyle bir ihtiyaç ortada…
Madem halk zaten bu rolü gönüllü abilerle dolduruyor…
O halde neden resmileştirmeyelim?
Neden mahalle abilerine resmi bir kimlik, bir görev, bir yetki vermeyelim?
Neden onları sistemin içine katmayalım?
Muhtarlık makamı nitelik kazanırken,
mahalle abileri de “yardımcı şerif” gibi görevlendirilebilir.
Hem gönül bağı güçlü olur, hem de devletin eli mahalleye daha sıkı uzanır.
SONUÇ: BOŞ KOLTUK DEĞİL, GÜÇLÜ MAKAM
Muhtarlık, sinek avlama makamı değildir.
Olmamalıdır.
Eğer doğru şekilde güçlendirilirse,
muhtar mahallede devlete güvenin simgesi olur.
Sosyal yardımlardan güvenliğe,
çocuk parklarından huzur evine kadar birçok konuda etkin olabilir.
Ama bugünkü haliyle…
Elinde mühür, cebinde silah, masasında boş defter…
İşte tam da bu yüzden muhtarların nitelik kazanması şart!
Kapatmayalım…
Ama yeniden inşa edelim.
Muhtarlığı, gerçekten devlet adamlığıyla taçlandıralım.
Madem Amerikan özentisi olduk
Madem dünya lideri olacağız!..
Muhtarların da çağ atlaması şart!..