Bir zamanlar bir kelime vardı.
Kulağa ne hoş gelirdi…
“Müjde!”
İçinde umut vardı, neşe vardı, belki bir bebek müjdesi, belki terfi, belki tencere kaynayacak haberi.
Şimdi?
Müjde mi?
Duyunca milletin eli hemen cebine gidiyor.
Bir iç geçirme, bir göz devirmesi...
Bir “Aha! Yeni vergi geliyor galiba” endişesi!
MÜJDE SİSTEMATİĞİ:
Artık bu ülkede müjde formülü basittir:
-
Televizyonlar hazırlanır.
-
Bakanlar dizilir.
-
Cumhurbaşkanı kürsüye çıkar.
-
Beklenen cümle gelir:
"Milletimize bir müjdemiz var!"
Ve...
O an, yurdun dört bir yanında bir sessizlik hakim olur.
Tencereden kaşık düşer, kahvede oyun durur, telefonda konuşanlar susar.
Millet nefesini tutar ve "bu sefer nasıl bir kazık geliyor acaba?" der.
ÇÜNKÜ MÜJDE DEDİN Mİ...
-
Elektriğe zamdan bir gün önce doğalgazda indirim müjdesi
-
Asgari ücret artışından önce enflasyona ezdirmeyeceğiz müjdesi
-
Seçim yaklaşırken bedava kömür müjdesi
-
Tüp fiyatı 700 lirayken “enerjide bağımsızlık müjdesi”
Müjdeden sonra gelen faturaya bakan vatandaşın hâli:
Şok! Şok! Şok!
Müjde demek artık:
"Önce umutlandır, sonra bindir, sonra gündem değiştir, unuttur."
MÜJDE AR SAHNEDE: "BENİ NİYE KARIŞTIRDINIZ?"
Bir de işin sanatsal boyutu var tabii.
Halk müjde kelimesini duyunca artık Yeşilçam'ın ünlü sanatçısı Müjde Ar’a özlem duyuyor.
Çünkü başka güvenilir “Müjde” kalmadı ülkede!
“Ah Müjde Ar” diyor millet,
“Sen bari gel, Müjde olarak sen bir film çek de, bu kabustan uyanalım hiç olmazsa.”
Müjde Ar bir açıklama yapacak olsa:
“Ben erotik filmlerle halkı şoke ettiysem, siz de ekonomiyle ettiniz. Ama benim filmlerimin sonunda mutluluk vardı. Sizin müjdelerinizin sonunda... kara kış bile romantik kalıyor!”
ARTIK MÜJDE DUYUNCA...
-
Market etiketine koşuyoruz: ZAM GELDİ Mİ?
-
E-Devlet’e giriyoruz: YENİ VERGİ Mİ EKLENDİ?
-
Emekli maaşını kontrol ediyoruz: NEYİN KARŞILIĞI BU?
-
Benzinlik tabelasına bakıyoruz: “MÜJDE DEDİLER, 3 LİRA DAHA BİNDİ!”
Vatandaş olarak şu noktadayız:
“Allah kimseye müjdeyle sınamasın.”
VELHASIL...
Müjde artık umut değil, sistemin yeni algoritması.
Önce ver, sonra al, sonra “teşekkür et.”
Müjde denince aklımıza ilk gelen artık şu:
“Acaba bu sefer bize kaç taksitte kazık atacaklar?”
O yüzden buradan yetkililere sesleniyoruz:
Sayın Bakanlar, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Müjdeciler…
Müjde demeyin.
Doğrudan ne yapacaksanız onu söyleyin.
Ya da bari Müjde Ar’ı çağırın, hiç değilse bir sanat eseri izleyelim,
Gerçekleştirilmeyen müjdelere değil,
sanata ve dürüstlüğe alkış tutalım.
"PKK silah bıraktı"
dediler.
Zamanlama?
Tam da 12 şehidin ardından.
Tesadüf mü, teskin midir, yoksa aldatmacanın cilalı versiyonu mu?
Yine bir “müjde”
Yine ekranlar dolusu alkış
Yine tabutlar sırtlarda
Yine evler matemli
Yine sorular cevapsız
Ama müjde eksik olmaz.
Bu nasıl bir ülke oldu burası?
Her şehit haberinden sonra bir “büyük başarı operasyonu” açıklanıyor.
Ne zaman kaybetsek, birkaç gün sonra kazandığımız söyleniyor.
Ama o kazançlar hiç şehit analarının evine uğramıyor.
Müjdelerle değil,
geride kalan acıyla ölçüyoruz artık bu memleketin nabzını.
Ve soruyoruz:
Gerçekten bir müjde mi,
yoksa "yine kandırıldınız ama bu sefer üstü daha parlak ambalajla" mı?