Ümit Yeşildağ
Köşe Yazarı
Ümit Yeşildağ
 

Tepkisizliğinize Bayılıyorum, Çünkü Bu da Bir İtiraf!

Suç İşlememi Bekleyen 4500 Kişi ve Facebook’un Çürümüş Kulesi Facebook… Bir zamanlar insanların birbirine bayram tebriği attığı, düğün davetiyesi gibi fotoğraf albümleri paylaştığı masum platform… Bugün geldiğimiz noktada ise, sosyal medya çöplüğünün en ağır kokan köşesi. Benim kişisel sayfam da bu çöp yığınının ortasında. Bir dönem 5000 kişiyle tıka basa doluydu. Aylardır, vakit buldukça, göstere göstere siliyorum. An itibarıyla 4500 kişi kaldı. Yani, “suç işlememi bekleyen” 4500 seyirci. Bir çeşit dijital gladyatör arenası… Ben sahada, onlar tribünde, ellerinde telefon. Destek Sandığım Sessizlik Bir zamanlar beğeniler vardı. Yorumlar, paylaşımlar… Tarafsız yayıncılık yaptığım dönemlerde bile bir el uzanır, “Devam et” derdi. Hala tarafsız yayıncılık yapıyoruz ama nedense!.. Artık pek yok. Son aylarda 100 haber paylaşsam bir tanesine bile tık gelmiyor. Ne iyi tepki, ne kötü tepki… Sessizlik. Bu, Facebook’ta yeni bir sanat formu: Pasif-agresif yok sayma sanatı. Anladığım ise Aydın'daki siyasetçilere kızan takipçiler acısını benden çıkarıyor!.. Ama o siyasetçilerin sayfasına gidip beğeni, yorum ve paylaşım yapmayı da ihmal etmiyorlar! Vatandaş ta artık iki yüzlü, işi öğrendiler.. Önemi yok, hiçbir önemi yok... Tanımamazlıktan Gelmenin Aydın Versiyonu Aydın’da 15 yıldır gazetecilik yapıyorum. Beni tanımamaları imkânsız. Fakat tanımamazlıktan gelmek, bu topraklarda ince bir sosyal beceri. “Ben seni bilmiyorum” demek, aslında “Seni görüyorum ama görmezden geliyorum” demek. Ve bu, politik dedikodularla soslandığında, ortaya güzelce mayalanmış bir sosyal mobbing çıkıyor. Nefretin Ustalıkla İşlenmesi Benim vatandaşla doğrudan, şahsen bir problemim olmadı. Beni nefret objesine dönüştürmek için ciddi bir operasyon gerekiyordu. Kim yaptı? Siyasetçiler mi? Bazı gazeteci meslektaşlar mı? Belki ikisi de… Tebrikler! Bu ustalık ister. Beni sevmeyen bir topluluk yaratmak, kolay iş değil. Tepkisizliğin Anatomisi Ben de bir noktada “Edepsizler” gibi laf sokmalı paylaşımlar yapmaya başladım. Ama tık yok. Kızgınlık yok. Gülücük yok. Facebook’ta tepkisizlik, en soğuk şiddet türü. Çünkü karşında insan yok; karşında duygusuz, pusuya yatmış bekçiler var. Her yazdığını ekran görüntüsüne alan, bir yerlere gönderen gölge takipçiler. Tuzak ve Kaçın Kurası Şimdi bu 4500 kişi gruplar halinde bekliyor. Bir açık vereyim, bir yanlış kelime edeyim, bir cümlelik hata yapayım… Ve işte o zaman saldırıya geçecekler. Ama ben bu oyunu biliyorum. Daha önce yaşadım. İkinci kez aynı tuzağa düşmek? Bu, aptallık olur. Ve ben, kaçın kurasıyım. Benim Planım ise: Yok Saymak Artık onlarla tek tek uğraşacak zamanım yok. Haber sitemiz ikiye çıktı, işler yoğun. Yapacağım tek şey: Onları yok saymak. Sadece haber paylaşmak. Çünkü karşımda insan yok; karşımda nefret objesine dönüşmüş, kimliksiz profiller var. Dersin Özeti Beni bu hale getirenlere teşekkür ederim. Gerçekten. Bu, sosyal medyanın karanlık tarafının canlı bir laboratuvarı oldu. Ve eminim dünyada eşi yoktur. 4500 kişi, tek bir adamın hata yapmasını bekliyor. Ama beklemeye devam edecekler. Çünkü bu hikâyenin finalini ben yazacağım!
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2025 -Pazar

Tepkisizliğinize Bayılıyorum, Çünkü Bu da Bir İtiraf!

Suç İşlememi Bekleyen 4500 Kişi ve Facebook’un Çürümüş Kulesi

Facebook… Bir zamanlar insanların birbirine bayram tebriği attığı, düğün davetiyesi gibi fotoğraf albümleri paylaştığı masum platform…
Bugün geldiğimiz noktada ise, sosyal medya çöplüğünün en ağır kokan köşesi.

Benim kişisel sayfam da bu çöp yığınının ortasında.
Bir dönem 5000 kişiyle tıka basa doluydu.
Aylardır, vakit buldukça, göstere göstere siliyorum.
An itibarıyla 4500 kişi kaldı.
Yani, “suç işlememi bekleyen” 4500 seyirci.
Bir çeşit dijital gladyatör arenası…
Ben sahada, onlar tribünde, ellerinde telefon.

Destek Sandığım Sessizlik

Bir zamanlar beğeniler vardı.
Yorumlar, paylaşımlar…
Tarafsız yayıncılık yaptığım dönemlerde bile bir el uzanır, “Devam et” derdi.
Hala tarafsız yayıncılık yapıyoruz ama nedense!..
Artık pek yok.
Son aylarda 100 haber paylaşsam bir tanesine bile tık gelmiyor.
Ne iyi tepki, ne kötü tepki…
Sessizlik.
Bu, Facebook’ta yeni bir sanat formu: Pasif-agresif yok sayma sanatı.

Anladığım ise Aydın'daki siyasetçilere kızan takipçiler acısını benden çıkarıyor!..
Ama o siyasetçilerin sayfasına gidip beğeni, yorum ve paylaşım yapmayı da ihmal etmiyorlar!
Vatandaş ta artık iki yüzlü, işi öğrendiler..
Önemi yok, hiçbir önemi yok...

Tanımamazlıktan Gelmenin Aydın Versiyonu

Aydın’da 15 yıldır gazetecilik yapıyorum.
Beni tanımamaları imkânsız.
Fakat tanımamazlıktan gelmek, bu topraklarda ince bir sosyal beceri.
“Ben seni bilmiyorum” demek, aslında “Seni görüyorum ama görmezden geliyorum” demek.
Ve bu, politik dedikodularla soslandığında, ortaya güzelce mayalanmış bir sosyal mobbing çıkıyor.

Nefretin Ustalıkla İşlenmesi

Benim vatandaşla doğrudan, şahsen bir problemim olmadı.
Beni nefret objesine dönüştürmek için ciddi bir operasyon gerekiyordu.
Kim yaptı?
Siyasetçiler mi?
Bazı gazeteci meslektaşlar mı?
Belki ikisi de…
Tebrikler!
Bu ustalık ister.
Beni sevmeyen bir topluluk yaratmak, kolay iş değil.

Tepkisizliğin Anatomisi

Ben de bir noktada “Edepsizler” gibi laf sokmalı paylaşımlar yapmaya başladım.
Ama tık yok.
Kızgınlık yok.
Gülücük yok.
Facebook’ta tepkisizlik, en soğuk şiddet türü.
Çünkü karşında insan yok; karşında duygusuz, pusuya yatmış bekçiler var.
Her yazdığını ekran görüntüsüne alan, bir yerlere gönderen gölge takipçiler.

Tuzak ve Kaçın Kurası

Şimdi bu 4500 kişi gruplar halinde bekliyor.
Bir açık vereyim, bir yanlış kelime edeyim, bir cümlelik hata yapayım…
Ve işte o zaman saldırıya geçecekler.
Ama ben bu oyunu biliyorum.
Daha önce yaşadım.
İkinci kez aynı tuzağa düşmek?
Bu, aptallık olur.
Ve ben, kaçın kurasıyım.

Benim Planım ise: Yok Saymak

Artık onlarla tek tek uğraşacak zamanım yok.
Haber sitemiz ikiye çıktı, işler yoğun.
Yapacağım tek şey: Onları yok saymak.
Sadece haber paylaşmak.
Çünkü karşımda insan yok; karşımda nefret objesine dönüşmüş, kimliksiz profiller var.

Dersin Özeti

Beni bu hale getirenlere teşekkür ederim.
Gerçekten.
Bu, sosyal medyanın karanlık tarafının canlı bir laboratuvarı oldu.
Ve eminim dünyada eşi yoktur.
4500 kişi, tek bir adamın hata yapmasını bekliyor.
Ama beklemeye devam edecekler.
Çünkü bu hikâyenin finalini ben yazacağım!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.