İmla… Ne muazzam bir kelime değil mi? Sessiz harflerin uyumla dans ettiği, noktanın virgüle selam çaktığı o görkemli düzen!
Ama gelin görün ki, bazı köşe yazarları ve editörler için bu düzen; eski bir dosttan çok, kapısını çalmadıkları bir apartman komşusu gibi.
İmla kurallarını çiğnerken öyle bir özgüvenle yazıyorlar ki sanırsınız TDK'nın yazım kılavuzuyla şahsi husumetleri var!
Yahu arkadaş, Türkçemiz yorgun! Her cümlede kafası karışıyor; bu fiil nereye bağlanacak, şu kelime niye böyle kımıldıyor, virgül neden yok?
Kısacası, yazılar okunmuyor; çözülmeye çalışılıyor! Oysa bizim dönemimizde böyle miydi?
COŞKUN ABİ, PİKAJ VE “OKUYORUZ İŞTE!”
Ben medya dünyasının mürekkep yutmuş evlatlarındanım. Hürriyet’te çalıştım yıllarca. Hani o efsane dönemlerde...
Babam da aynı gazetede, önce sırtıyla sonra öğrendiği ofset kalıp ustalığıyla meslek sahibi oldu.
Bizim eve matbaadan gelen gazeteler bile dantel gibi işlenirdi.
O zamanlar bir "müsahhih" vardı ki sormayın gitsin. Müsahhih, bugünkü adıyla "editör" ama o zamanlar biraz daha ciddi: Düzeltmen!
Sayfayı dizgiciler yazmış, müdürler yerlerini belirlemiş, sayfa sekreterleri planlamış olurdu ama son sözü her zaman müsahhih söylerdi.
20 kişilik bir ordu gibi, kelime avına çıkarlardı.
İşte o düzeltmenlerden biriydi Coşkun Akdikmen. Hem taksicilik yapardı hem de bizim "pikaj" bölümünde bize Türkçe dersi verirdi. Bir gün yine sayfa hazırlandı, bağırdım:
— Arka sayfa bitti, okunacak!
Coşkun Abi geldi, ciddiyetle ellerini kaldırdı ve gözlerini kapatıp dua etmeye başladı!
“Abi ne yapıyorsun, sayfa bekliyor” dedim.
Gözlerini bile kırpmadan cevap verdi:
— “Lan oğlum, görmüyor musun okuyoruz işte!”
Biz tabii kahkahadan yerlere yattık. Gazete sayfası o gün sadece basılmadı, yaşandı da…
NOKTALI VİRGÜL KADAR ANLATILMAMIŞ HİKÂYELER
Şimdi dönüp bakıyorum da...
Yazım kuralları artık sadece Türkçe derslerinin değil, karakter testlerinin de konusu olmuş gibi. Nokta konmazsa bitmiyor; virgül konursa başlamıyor.
Cümleler başıboş, kelimeler yetim. Ama biz yine yazmaya devam ediyoruz.
Çünkü kelimelerin doğru dizildiğinde, bazen bir dua kadar kıymetli olduğunu bilen bir nesildeniz.
Velhasıl: İmla, saygıdır. Nokta, terbiyedir. Ve Türkçeye ihanet, satır aralarında başlar.
Mutlu kalın, noktalı virgüllerle buluşalım!