Türkiye, uzun süredir hem ekonomik hem de yönetsel yapısal problemlerle mücadele ediyor. Bu sorunların birçoğu sadece belirli partilerin değil, onlarca yıldır süren devlet geleneğinin ve yerleşik bürokrasinin sonucu.
Ancak özellikle son 20 yılda Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarında bu yapılar daha da merkezileşti, siyasileşti ve toplumdan kopuk hâle geldi.
Dolayısıyla, pek çok kişinin dile getirdiği gibi, artık sadece bir hükümet değişikliği değil, kökten bir sistem değişikliği kaçınılmaz hale geldi.
1. Vergi Sisteminin Reformu
Bugünkü vergi sistemi Türkiye’de adaletsizliğin ve ekonomik tıkanıklığın en belirgin örneklerinden biri.
-
Dolaylı vergilerin (KDV, ÖTV) yüksekliği, dar gelirli vatandaşların sırtındaki yükü artırıyor.
-
Sermayeden çok emeğin vergilendirilmesi, gelir adaletsizliğini körüklüyor.
-
Kayıtdışı ekonomi hâlâ yaygın; büyük sermaye gruplarının vergi avantajları devam ederken, küçük işletmeler nefes alamıyor.
Çözüm ne olabilir?
-
Vergi reformu ile artan oranlı gelir vergisi, servet vergisi ve dolaylı vergilerin azaltılması şart.
-
Vergi denetiminde yapay zeka ve dijitalleşme artırılmalı.
-
“Az kazanandan az, çok kazanandan çok” ilkesi anayasal güvence altına alınmalı.
2. Devletin Küçültülmesi ve Verimlilik Reformu
Türkiye'de devletin boyutu, harcamaları ve işlevsizliği artık ciddi bir problem.
-
Bürokrasi şişmiş durumda, liyakat yerine sadakat esas alınıyor.
-
Kamu kurumlarında verimsizlik, çift başlılık ve kaynak israfı yaygın.
-
İktidar tarafından kontrol edilen vakıf ve kurumlar aracılığıyla paralel bir ekonomik yapı oluşmuş durumda.
Çözüm ne olabilir?
-
Devletin sadeleştirilmesi, gereksiz kamu kurumlarının kapatılması.
-
Kamu personeli alımında bağımsız denetim ve liyakat sistemi.
-
“Devlet küçülsün ama etkinleşsin” prensibiyle hizmet odaklı dönüşüm.
3. Muhtarlık Müessesesinin Tartışmaya Açılması
Muhtarlık kurumu Osmanlı’dan bu yana varlığını sürdürüyor. Ancak günümüzde işlevselliği ciddi şekilde sorgulanıyor.
-
E-Devlet ile birçok işlemin dijitalleşmesi, muhtarlıkları büyük ölçüde sembolik hâle getirdi.
-
Muhtarlar, çoğu zaman gerçek yetkiye sahip olmadan sadece “iktidarın mahalle temsilcisi” gibi konumlanıyor.
Çözüm ne olabilir?
-
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve muhtarlık sisteminin kaldırılarak görevlerinin belediyelere entegre edilmesi.
-
Alternatif olarak, muhtarların yetkilerinin yeniden tanımlanması, seçilmiş oldukları halde daha aktif bir temsilciye dönüştürülmeleri.
4. Siyasi Sistemin Değişimi ve Güçler Ayrılığı
Bugünkü sistemde yürütmenin aşırı güçlenmesi, yasama ve yargının etkisizleşmesi büyük bir sorun.
-
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, parlamentoyu etkisizleştirdi.
-
Yargı bağımsızlığı ciddi şekilde zedelenmiş durumda.
-
Medya ve sivil toplum üzerinde yoğun baskı var.
Çözüm ne olabilir?
-
Parlamenter sisteme geçiş, güçlü yasama ve denetim mekanizmaları.
-
Yargı bağımsızlığının anayasal teminat altına alınması, HSK ve Anayasa Mahkemesi gibi kurumların yeniden yapılandırılması.
-
Medya özgürlüğü ve ifade hürriyeti için yasal güvenceler.
5. Yeni Bir Toplumsal Sözleşme: Anayasa Reformu
Türkiye’nin mevcut anayasası, darbe sonrası oluşmuş ve toplumun tamamını temsil etmiyor.
-
Hukuk devleti ilkesi zayıflamış durumda.
-
Eşit yurttaşlık, temel hak ve özgürlükler eksik tanımlanıyor.
Çözüm ne olabilir?
-
Katılımcı ve sivil bir anayasa çalışması.
-
Etnik, inançsal ve kültürel farklılıkları tanıyan, eşit yurttaşlığı temel alan yeni bir toplumsal sözleşme.
SONUÇ OLARAK
Sadece bir hükümetin değişmesiyle Türkiye’nin temel sorunları çözülemez. Gerçek dönüşüm, devlet yapısının, ekonomik sistemin, siyasi temsilin ve hukukun yeniden inşa edilmesiyle mümkün olabilir.
Bu tür köklü değişiklikler sadece bir seçimle değil, toplumun tamamını kapsayan bir uzlaşı ve yeniden yapılanma süreciyle mümkündür. Türkiye artık bir restorasyon değil, tam anlamıyla bir yeniden kuruluş sürecine ihtiyaç duymaktadır.
BAŞLIKLAR HALİNDE SIRALARSAK:
1. Bu ülkede değişmesi gereken sadece bir siyasi parti değildir.
2. AKP’nin gitmesi, çözümün sadece ilk adımı olabilir.
3. Asıl mesele, yıllardır çürüyen sistemin kendisidir.
4. Vergi sisteminden tutun da devletin bütün yapısına kadar her şey sil baştan ele alınmalıdır.
5. Türkiye’de vergi adaletsizdir. Zengin daha zengin olurken, yoksul daha da ezilmektedir.
6. Dolaylı vergiler halkı tüketirken, büyük sermaye her yıl teşvikle beslenmektedir.
7. Bu vergi düzeni yıkılmalı, yerine adil ve şeffaf bir vergi sistemi kurulmalıdır.
8. Devletin şişirilmiş yapısı, kaynak israfının ve liyakatsizliğin en büyük sebebidir.
9. Binlerce makam aracıyla, işe yaramayan kurumlarla, gösterişle yönetilen bir devlet değil; sade, etkili, halk için çalışan bir devlet istiyoruz.
10. Bürokrasi küçültülmeli, kamu yönetimi şeffaflaşmalı, liyakat esas olmalıdır.
11. Muhtarlık müessesesi artık sembolik bir yapıya dönüşmüştür.
12. E-Devlet çağında hâlâ kağıt imza peşinde koşmak, 21. yüzyıla yakışmıyor.
13. Muhtarlık kurumu kaldırılmalı, yerel yönetimler daha güçlü ve erişilebilir hâle getirilmelidir.
14. Bugünkü siyasi sistem, denge ve denetleme mekanizmalarını yok etmiştir.
15. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, Meclis’i etkisizleştirmiş, halkın iradesini zayıflatmıştır.
16. Güçler ayrılığı ilkesi yeniden inşa edilmelidir.
17. Yargı, bağımsız ve tarafsız hâle gelmeden bu ülkede adalet sağlanamaz.
18. Medya özgür değilse, halk kördür.
19. Hukukun üstünlüğü, gerçek bir demokrasi için temel şarttır.
20. Bu ülkenin yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacı vardır.
21. Darbe anayasası ile demokrasi kurulmaz.
22. Eşit yurttaşlık temelinde, özgürlükçü, katılımcı ve sivil bir anayasa yapılmalıdır.
23. Devlet halk için vardır, halk devlet için değil.
24. Türkiye’nin ihtiyacı restorasyon değil, yeniden kuruluş sürecidir.
25. Bu bir parti meselesi değil, bir sistem meselesidir.
26. Bu değişim ancak cesaretle, akılla ve kararlılıkla mümkündür.